"أوفر" - Traduction Arabe en Turc

    • Over
        
    • kurtarayım
        
    • saklıyorum
        
    • kazandırayım
        
    • Offer
        
    • tasarruf
        
    • sağlıyorum
        
    • saklıyordum
        
    • biriktirip
        
    • dahaki
        
    • kazandırabilirim
        
    • daha fazla
        
    • biriktirmek
        
    • kurtarabilirmişim
        
    "Clothes Over Bros"da benden çaldın ve ben, "Sorun olmadığını, çaresiz, yönünü kaybetmiş ve sevgisiz kaldığını" düşünmüştüm. Open Subtitles سرقتينى فى كلوز أوفر بوز ، وعرفت الأمر أنك كنت بائسة وبدون موجه وكنت تحسين بعد الحب
    Şirketin adının "Clothes Over Bro's" olduğunun farkındasın, değil mi? Open Subtitles هل لفت انتباهك أن اسم الشركة هو "كلوث أوفر بروز"؟
    Seni arama zahmetinden kurtarayım. Hadi, davran silahına Yüzbaşı . - Kimsin sen? Open Subtitles ربما أنا يمكِن أن أوفر عليك الجهد استمر، مد يدك إليه يا كابتن
    - Ahtapotu unuttun. - Hayır, hayır. Onu en etkileyici su altı kısmına saklıyorum. Open Subtitles ــ نسيت الأخطبوط ــ لا، أوفر ذلك لذروتي الرهيبة تحت الماء
    Meşgul bir adam olduğunu biliyorum. Sana biraz zaman kazandırayım dedim. Open Subtitles أعرف أنك رجل مشغول، لكنني فكرت بأن أوفر لك بعض الوقت
    Tek bildiğim, Bob Offer'la gördüğüm son kişi sendin ve adam kayıp şimdi. Open Subtitles أتعرفين، كُل ما أعرفهُ هو كنتي آخر شخص رأيتـُهُ مع بوب أوفر والآن هوّ مفقود
    ama şu anda, dakikada beş dolar tasarruf ediyorum. TED لكن حتى الأن، أنا أوفر لكم خمس دولارات فى الدقيقة.
    Ben daha iyi şartlarda bir ev sağlıyorum, çünkü sen sürekli dünyayı dolaşıyorsun. Open Subtitles على أساس أنني أوفر منزلاً أفضل و انك تسافر بشكل مستمر حول العالم
    Adım Brooke Davis ve "Clothes Over Bro's" adında bir moda şirketinin sahibiyim. Open Subtitles حَسناً، اسمي هو بروك دايفس وأملك مجموعة أزياءً " تدعى "كلوذس أوفر بروز والتي قبل أن تقرأي الكثير عنها
    Ateşli, değil mi? "Clothes Over Bro's"dan giyiniyor. Open Subtitles إنها ترتدي ملابس "كلوز أوفر بروز" الأصلية
    Clothes Over Bro's'un, hırsızlık yüzünden, geçen yıl ne kadar kârdan olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين كم خسرت "كلوث أوفر بروز" السنة السابقة بسبب السرقة؟ الملايين.
    Seni arama zahmetinden kurtarayım. Hadi, davran silahına Yüzbaşı. Open Subtitles ربما أنا يمكِن أن أوفر عليك الجهد استمر، مد يدك إليه يا كابتن
    Evet, bu civardaydım ve Seni oraya kadar gelmekten kurtarayım dedim. Open Subtitles نعم، كنت في الجوار و فكرت أن أمر و أوفر عليك القيادة لعندي
    Bana anlatma, bana anlatma. Yemekten sonraya saklıyorum. Open Subtitles لا تخبرني لا تخبرني , أنا أوفر ذلك لما بعد العشاء
    Havaya zıplayacak kadar mutluyum ama gücümü başka işlere saklıyorum. Open Subtitles أنا سعيد بحيث قد أقفز فرحاً، لكنني أوفر طاقتي لأمور أخرى.
    Eğer tek isteğiniz buysa, ikimize de zaman kazandırayım öyleyse. Reddedilmiştir. Open Subtitles إن كان هذا ما بالأمر، فدعني أوفر وقتك ووقتي، العرض مرفوض
    Sana zaman kazandırayım. Testte asla çıkmayacak. Open Subtitles أستطيع أن أوفر عليكِ بعض الوقت والجهد هذا لن يكون من ضمن الإختبارات
    İyi günler, Bayan Offer. Open Subtitles اليوم الجيد، الآنسة أوفر.
    Bu dönem biraz tasarruf yaparım diye düşündüm. Open Subtitles واكتشفت أنه يمكنني أن أوفر بعض المال لهذا الفصل
    Kamuya bilgi sağlayan muhbirlere güvenli yer sağlıyorum. Open Subtitles أنا أوفر مكاناً آمناً للذين يعملون معهم ويريدوا أن ينشروا المعلومات
    Bu raunda saklıyordum. Bu sefer olacak. Open Subtitles لقد كنتُ أوفر هذه لأجل هذه الجولة تلك ستكون فرصتي في الفوز
    Belki de para biriktirip bir çakırkuşu alabilirim. Hakkında çok şey okudum. Open Subtitles ربما أستطيع أن أوفر المال الكافي لشراء صقر.لقد قرأت عنهم كثيراً.
    - Her zaman, Çavuş. Korkarım, bir ödül yok. Bir dahaki sefere artık. Open Subtitles أخشى أنه لا توجد مكافأه حظ أوفر المره القادمه
    Sana zaman kazandırabilirim kardeşim. İş için harika birini tanıyorum. Open Subtitles أستطيع أن أوفر لك بعض الوقت ، يا أخي لديّ الشخص المناسب لـ هذه الوظيفة
    Boku temiz tarafından tutmaya kalksan daha fazla şansın olurdu. Open Subtitles لحالفك حظّ أوفر في التقاط قطعة غائط من طرفها النظيف.
    Ben senin üniversite paranı biriktirmek için geceleri çalışırken sen bunu mu yapıyorsun? Open Subtitles أهذا ما كنت تفعله ؟ بينما كنت بالخارج أوفر لك لأجل الجامعة ؟
    Borsa ve Wall Street hakkında o kadar çok bilgi sahibiymişim ki hükümeti yıllar sürecek kalp ağrısından kurtarabilirmişim işin maddi boyutuna hiç girmiyorum bile. Open Subtitles تعلمين، اتضح انني أملك الكثير من المعلومات عن سوق الأسهم و (وول ستريت) و باستطاعتي أن أوفر على الحكومة سنوات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus