Sabahları kocasının ayakişlerini yaparak geçirir. | Open Subtitles | تقضي أوقات الصباح في قضاء المشاوير لزوجها |
Lütfen papyonun kusuruna bakmayın. Sabahları biraz telaşlı oluyorum da. | Open Subtitles | اعذريني رجاءً على ربطة العنق الجاهزة فأنا في أوقات الصباح أكون مندفعاً |
Bu harika çünkü böylece Sabahları birlikte zaman geçirebiliyoruz." | Open Subtitles | إنّه يستيقظ أبكر اﻵن. هذا عظيم، ﻷنه كان باستطاعتنا تقضية بعض أوقات الصباح معاً. |
sabahlar ve aynalar yaşlılar için kâbustan başka bir şey değildir. | Open Subtitles | أوقات الصباح والمرايا يفزاعون الرجال العجائزِ |
Yukarı Doğu Yakası'nda sabahlar daha eğlencelidir. | Open Subtitles | أوقات الصباح أكثر متعة في الجانب الشرقي |
Benimle paylaş her günü her geceyi, her sabahı. | Open Subtitles | شاركيني بكل الأيام كل الليالي، وكل أوقات الصباح |
Sabahları şaşırtıcı şekilde serin. | Open Subtitles | أوقات الصباح قارصة البرودة على غير المتوقع |
- Sabahları bu numarada olurum. | Open Subtitles | -أنا على هذا الرقم خلال أوقات الصباح |
Sabahları, o burada çalışırken. | Open Subtitles | أوقات الصباح عندما تعمل هنا. |
Sabahları pratik yapıyorum. | Open Subtitles | أتدرب عادة في أوقات الصباح. |
En kötüsü Sabahları. | Open Subtitles | أوقات الصباح هي الأسوء |
Ed, sen Karamela'yı Sabahları görebilirsin. | Open Subtitles | (إيد), أنتَ ستأخذ "باترسكوتش" في أوقات الصباح. |
Taylor, programın elimizde. Sabahları dersin yok. | Open Subtitles | (تايلور) حصلت على جدول مواعيد أنت لا تعملين في أوقات الصباح |
sabahlar daha iyidir. | Open Subtitles | أوقات الصباح أفضل. |
sabahlar ve aynalar. | Open Subtitles | أوقات الصباح ومرايا |
Tamam Gilfoyle, geceleri burada uyuyordum, bazı sabahlar da buradaydım. | Open Subtitles | حسناً, (جيلفويل), أنا ... كُنت نائماً هنا في الليل، و كُنت هنا في بعض أوقات الصباح, |
Her günü benimle paylaş her geceyi, her sabahı. | Open Subtitles | شاركني بكل الأيام وكل الليالي وكل أوقات الصباح |
Her geceyi, her sabahı. | Open Subtitles | - كل الليالي، وكل أوقات الصباح - كل الليالي، وكل أوقات الصباح |