"أولويّة" - Traduction Arabe en Turc

    • önceliği
        
    • öncelik
        
    • öncelikli
        
    • önceliğimiz
        
    "Turist katillerini yakalamak şubenin ilk önceliği olmayabilir. Open Subtitles "القبض على قاتل العطلة قد لا يكون أولويّة المديرية القصوى"
    Tutuklanıp sorguya çekilmesi hâlâ departmanın birinci önceliği. Open Subtitles "إحضاره إلى المركز للاستجواب لا يزال أولويّة قسم الشرطة"
    Bu davayla ilgili tüm adli tıp çalışmalarına öncelik verilecek. Open Subtitles و ضع حالة أولويّة على كلّ الأمور الشرعيّة المتعلّقة بهذه القضيّة
    Doğu Avrupa kökenli genç kız cinayetleri polisin öncelik sırasında değil. Open Subtitles الجرائم المرتكبة ضد الفتيات الشابات ليست ذات أولويّة
    Sanırım bu, gizli hayranının kimliğini bulmandan daha öncelikli oluyor. Open Subtitles أفترض أنّ لهذا أولويّة أعلى من تبيُّن هويّتك مُعجبتك السرّيّة.
    Bu, şu an öncelikli dertlerimden biri değil maalesef anne. Open Subtitles ليس لهذا أولويّة تذكر على قائمتي الآن يا أمي.
    Deri yüzücü ilk önceliğimiz dediğimde ilerleme beklerim. Open Subtitles لذا عندما أقول أنّ لقضيّة السالخ أولويّة قصوى، فإنّي أتوقّع تقدّماً
    Deponun önceliği tohumların güvenliği o yüzden en savunmasız olduğu durumda tecrite gitmek zorunda mesela bir yeniden başlatma. Open Subtitles القبو يُعطي أولويّة لإبقاء البذور آمنة، لذا لابدّ أنّه يدخل في وضع إغلاق عندما يكون في وضع ضعيف، ومثال على ذلك، إعادة التشغيل.
    Ya adamlarını, uyuşturucuyla mücadelenin emniyet önceliği olmadığı bu üç bölgeden birine yönlendirirlerdi ya da emrimdeki bütün adamların gazabıyla yüzleşirlerdi. Open Subtitles إمّا أن ينقلوا أفرادهم إلى إحدى ...هذه المناطق الثلاث حيث مكافحة المخدرات ليست ...أولويّة أمنية وإلا سيواجهون غضب كل فرد من دائرتي
    Bir annenin önceliği ailesidir. Open Subtitles العائلة هي أولويّة الأمّ
    Büyük bir seçim yolda ama futbolu daha güvenli bir hale getirmek ülkenin en önemli önceliği olmalı! Open Subtitles ، و انتخاباتٌ عظيمة قادمة لكن، أولويّة هذه الدولة ! .
    - önceliği olan bir dosyaya atandım! Open Subtitles -لقد استلمتُ للتو قضيّة ذات أولويّة عُليا .
    Büro bu kadının kaçırılması olayına öncelik tanıyor. Open Subtitles المكتب الفدرالي يعتبر اختطافها أولويّة قصوى
    Yani, bunu öncelik haline getirdik. Open Subtitles لذلك , جعلنا من ذلك أولويّة , هل تفهموني ؟
    Hangisine öncelik vermemi istersiniz? Open Subtitles كيف تريدني أن أرتّب أولويّة ذلك؟
    Bakın, okulunuz benim için gerçekten bir öncelik değil. Open Subtitles أصغي، مدرستك ليست أولويّة بالنسبة لي
    Yüksek öncelikli, son derece acil. Zorundayım Open Subtitles أولويّة ، أمراً في غاية الأهميّة ، عليّ أن أذهب
    Montero davası öncelikli bir cinayet davasına dönüştü. Open Subtitles -لقد تحوّلت هذه القضيّة إلى أولويّة عالية
    Bir ayar çeksen. Yani bu... öncelikli bir mesele. Open Subtitles ارش أحداً، أعني، لها أولويّة
    Bu öncelikli bir konu. Open Subtitles هذا أولويّة قصوى.
    Bağışla bizi ama özgürlüğün ne umrumuzda ne de önceliğimiz. Open Subtitles اعذرينا إنْ كانت حرّيّتكِ لا تهمّنا وليست أولويّة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus