Olivier, bunun hakkında bir daha konuşmamalıyız. | Open Subtitles | "أوليفيير", ليس عليك ان تتكلم عن هذا الموضوع مجدداً. |
Olivier! Olivier! Çabuk gel! | Open Subtitles | " أوليفيير", "أوليفيير", تعال بسرعة! |
İyi günler Bay Olivier. Fouad'ın kız kardeşiyim. | Open Subtitles | مرحبا سيد "أوليفيير", اخت "فؤاد" تتكلم. |
Size Olivier diyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أناديك "أوليفيير" ؟ |
Kırmızıyı Fernande Olivier portresinden aldım. | Open Subtitles | اللون الأحمر ، من لوحة . (تعود لـ (فيرناند أوليفيير |
Yine kendi kabuğuna çekildi Olivier. | Open Subtitles | (لقد عادت إلى جانبها المظلم يا (أوليفيير. |
Olivier Paul'u saatlerdir arıyor ama telefonu açmıyor. | Open Subtitles | أوليفيير) إتصل بـ(بول) منذ ساعات ) وهو لم يرد |
Olivier, Paul'a yeraltındaki kendi kulübünde görüşmelerini söyledi. | Open Subtitles | أوليفيير) أخبر (بول) بأن يقابله) بملهى يمتلكه تحت الأرض. |
Olivier bana, birilerinin denekleri öldürmeye çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | أوليفيير) أخبرني بأن شخص) ما يقتل عناصر التجارب. |
Cosima'nın gidip Olivier'e durumu itiraf etme tavsiyesini dikkate almayacaksın heralde? | Open Subtitles | أستأخذي بنصيحة (كوسيما) السيئة. أستعترفين لـ(أوليفيير)؟ |
Şehirdeki eve dönemeyiz. Olivier'ın patronu Dr. Leekie bugün buraya geliyor. Seni arıyor olacak. | Open Subtitles | لا يمكننا العودة إلى المنزل. رئيس (أوليفيير)، د. |
Olivier katilin sen olduğunu sanıyordu Sarah. | Open Subtitles | (أوليفيير) اعتقد أنكِ القاتلة يا (سارة). |
Ama ne yazık ki dün gece Olivier'in söylediği o kadar inandırıcı değildi. | Open Subtitles | لسوء الحظ، (الكذبة التي قالها (أوليفيير أمس لم تكن كذبة. |
- Bu Olivier'in benim Beth olmadığımı nasıl anladığını açıklar ama Leekie'nin adımı nereden bildiğini açıklamaz. | Open Subtitles | (حسناً، ذلك يفسر كيف عرف (أوليفيير) أني لست (بيث لكن ذلك لا يفسر كيف يعرف (ليكي) إسمي. |
Tepkini anlıyorum ama Olivier ve Paul gibi ben de sadece bana düşen kısmı biliyorum. | Open Subtitles | أنا أدرك خيبة أملكِ، لكن، (مثل (أوليفيير) أو (بول، أنا على علم بدوري فقط. |
Olivier onun Tomas'tan bashettiğini söyledi. O kim? | Open Subtitles | (أوليفيير) قال أنها ذكرت إسم (توماس) من هو؟ |
İki karakteri oynamak zordur ama Olivier'in dediği gibi, | Open Subtitles | شخصيتان أمر صعب، لكن تعلمين ما يقوله (أوليفيير): |
Olivier, Hoffman'ın dişini tam sinire doğru deliyor. | Open Subtitles | كان (أوليفيير) يحفر أسنان هوفمان) وصولاً للعصب) |
Olivier, sadece Paul'a onu tatile çıkarmasını söyle. | Open Subtitles | أوليفيير)، أخبر (بول) أن يصطحبها في عطلة) |
Ben Olivier. | Open Subtitles | أنا "أوليفيير". |