Çok sayıdaki elektronik aygıtımı şarj edebilmem için uzatma kabloları ve şarj cihazları bulunan, civardaki bir kafeye varan ilk kişi olmak da benim için aynı ölçüde önemliydi. | TED | لقد كان عصيبا بالنسبة لي لأكون أول شخص في مقهى قريب مع امدادات أسلاك و أجهزة الشحن لتغذية آجهزتي المتعدّدة. |
Evet, tarihte her iki kutupta yürüyecek kadar budala olan ilk kişi oldum, fakat bu bizim başarımızdı. | TED | نعم، أصبحت أول شخص في التاريخ غبي لدرجة أن يمشي إلى كلا القطبين، لكنه كان نجاحنا جميعاً. |
Kızım, kendi beynini kendi başına yıkamayı başarabilen ilk kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين أول شخص في التاريخ ينجح في غسل دماغه بنفسه |
Televizyon ile gönderilen ilk insan olacağım! | Open Subtitles | راقبوني، سأكون أول شخص في العالم يرسل بالتلفزيون |
Televizyonda direkt kameraya bakan ilk insan bendim. | Open Subtitles | لقد كنت أول شخص في التلفاز قام بالنظر مباشرة في الكاميرا |
Büyüdüğümde... tarihte kendini ışınlayan ilk insan olmak istiyorum. | Open Subtitles | عندما أكبر، أود أن أكون أول شخص في .تاريخ البشرية ينقل نفسه بالتحريك الذهني |
Sen Echo jenerasyonunun ilkisin ve akıllısın. | Open Subtitles | "أنت أول شخص في جيل "إيكو أنت ذكي جداً |
Eğer bu çocuklar gibi ortaya çıkacak cesaretin olsaydı giden ilk kişi sen olurdun. | Open Subtitles | ولو كنت شجاعاً لتقدم نفسك مثل هؤلاء الفتية، لكنت أول شخص في هذه المحرقة. |
Amigo bursuyla üniversiteye giden ailemdeki ilk kişi olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون أول شخص في عائلتي يدخل الجامعة بمنحة تشجيع |
Ayrıca böyle bir şeyi bulduğunuzda dünyada bunu bulmuş olan ilk kişi siz olursunuz. | Open Subtitles | ، و الشيء الآخر الرائع ، لو وجدت واحدة هو أنك ستكون أول شخص في العالم قد وجدها |
Ailemde koleje gidermiş gibi yapan ilk kişi benim. | Open Subtitles | إني أول شخص في العائلة تظاهر بالذهاب إلى الجامعة. |
Ayrıca oğlunun elini tutan ilk kişi de benim. | Open Subtitles | أنا كنتُ كذلك أول شخص في العالم يمسك بإبنك |
Hep öyle kaldı, İlkokul, ortaokul, ve sonra lise, ulusal sınavlarda çok iyi bir puan aldı, ve köyündeki ilk kişi oldu, Amerika'ya gelen, bursla. | TED | وبقيت الأولى على صفها طوال المراحل الإبتدائية، المتوسطة، ومن ثم الثانوية، كانت درجاتها متفوقة في الاختبارات الوطنية، لدرجة أنها أصبحت أول شخص في قريتها يأتي للولايات المتحدة في منحة دراسية. |
Böylelikle dünya tarihindeki ilk insan olacaksın. | Open Subtitles | ربما تكون أول شخص في تاريخ العالم |
Ama, hayatımda gerçekten güvendiğim ilk insan Lana. | Open Subtitles | لكن (لانا)، في الحقيقة، هي أول شخص في حياتي أئتمنه |
Listemdeki ilk insan sendin, biliyor musun? | Open Subtitles | لقد كنت أول شخص في قائمتي |
Sen Echo jenerasyonunun ilkisin ve akıllısın. | Open Subtitles | أنت أول شخص في جيل "إيكو" أنت ذكي جداً |