O'Malley'nin Koyu'nda pek hazine kalmamış anlaşılan. | Open Subtitles | لا يبدو أنه قد بقى الكثير الكنوز في أومالى كوف. |
O'Malley'nin Koyu'nu 21. yüzyıla sokma planımın bir parçası. | Open Subtitles | وهو جزء من خطتي كبيرة لتحقيق أومالى كوف إلى القرن 21. |
Ve sevgili kaptanlarının anısına buraya O'Malley'nin Koyu adını verdiler. | Open Subtitles | وتكريما لقائدهم المحبوب سموا هذا المكان أومالى كوف. |
O'Malley'nin Koyu eskiden çok hareketli bir yerdi, dükkanlar, restoranlar ve bir sürü insan vardı. | Open Subtitles | أومالى كوف كان مكان رائع جداً، مع المتاجر والمطاعم والكثير من الناس. |
Eminim O'Malley'nin Koyu'na dönmeye can atarsınız. | Open Subtitles | أراهن أنك لا يمكنك الإنتظار للعودة إلى أومالى كوف. |
O'Malley'nin Koyu'nu kurtarmak için tek şansımızı kaybetmiş olabiliriz. | Open Subtitles | فأننا فقدنا فرصتنا الوحيدة لإنقاذ أومالى كوف. |
Ama bakın, O'Malley'nin Koyu'nu yeniden kalkındırmak istiyorsak bütün dünyaya burayı tanıtacak bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لكن إسمع، إذا كنا حقا نريد وقوف أومالى كوف على قدميها مرة أخرى، نحن يجب أن نفعل شيئا |
O'Malley'nin Koyu'nu ilk gördüğümde. | Open Subtitles | عندما وقعت عيونى على أومالى كوف. |
Bununla O'Malley'nin Koyu'na yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نستخدمها لمساعدة أومالى كوف. |
O'Malley'nin Koyu'nda değil. | Open Subtitles | ليس في أومالى كوف. |
Ve O'Malley'nin Koyu'nun geleceği şekillenmeye başlayacak. | Open Subtitles | و مستقبل أومالى كوف سوف يبدأ. |
O'Malley'nin Koyu'nun bütün güzelliklerini. | Open Subtitles | كل شىء جميل فى أومالى كوف. |
O'Malley'nin Koyu 200 yaşında. | Open Subtitles | أومالى كوف عمرها مائتى عام. |