"أوَّل" - Traduction Arabe en Turc

    • İlk
        
    Ama takdir edersin ki bu onun ilk deneyimi ve bu yüzden de cesedi aniden önüne atmanın tam bir klişe olduğunu düşünemedi. Open Subtitles لكن اِعلم أن هذه أوَّل مرّة لها تعبث فيها مع امرئ لذا فهي لم تدرك أن مسألة صدمة إسقاط جثّة فكرة مبتذلة كليًّا.
    Cadılar bayramı partisinin ilk randevu için uygun olmadığını düşündüm sadece. Open Subtitles لكنّي لم أعتقد أن حفل لعيد القدّيسين مناسب لتمضية أوَّل مواعدة.
    Seninle ilk tanıştığımda dünyada kalan tek kadın olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لمّا التقيتك أوَّل مرّة، خلتك آخر امرأة على وجه الخليقة.
    Shirley, 1800'lerden beri eyalette idam edilecek ilk kadın olacak, yani her zamankinden daha çok ağzımıza sıçılacak. Open Subtitles شيرلي هيَ أوَّل امرأَة تُعدَم في الوِلايَة مُنذُ العام 1800 و شيءٍ مِن هذا لِذا سنَتَلَقى نَقداً أكثَرَ مِنَ المُعتاد
    Eyalet kanunları, Bellinger'a infaz yöntemini seçebilme hakkını sunuyor, ve Bellinger, 1841'den bu yana eyalette idam edilecek ilk kadın olarak, asılmayı istedi. Open Subtitles يُعطي قانون الولايَة بيلينجَر الحَق في اختيار طَريقَة مَوتِها و بيلينجَر، أوَّل امرأَة تُعدَم مِن قِبَل الولايَة منذُ عام 1841 طَلَبَت أن تُشنَق
    Aramızda aşık olan ilk kişiydi ve bizim muhtemelen bilmediğimiz bir gerçeği bilmesi gerekiyor. Open Subtitles .. أوَّل من وقع في الحب من بيننا .. و .. عليه أن يدرك حقيقة أنه لا يمكننا معرفة
    Kendi düşüncelerimi ağabeyime ilk kez açıklıyordum. Open Subtitles كانت هذه أوَّل مرة أطرح فيها أفكاري أمام أخي
    Neredeyse bir yıldır tecritteydim, ve çıktığımdan beri gördüğüm ilk gerçek kadın sensin. Open Subtitles أنا في الانفرادي منذُ سنة تقريباً و أنتِ أوَّل امرأة حقيقية أراها منذُ خروجي
    Kapıdan ilk çıkan sensen, buna panik denmez Open Subtitles إذا كُنتَ أوَّل وَاحِد خارِجَ البابِ فَهذا لا يُسمّى ذُعراً
    Tıpkı bu taşlar ilk buraya konduğu zamanki gibi. Open Subtitles الذي كانت تشرق منه عندما وُضِعت هذه الاحجار أوَّل مرَّة
    Kaya'da on yıl. Buraya isteyerek gelen ilk mahkum sen olacaksın. Open Subtitles ستقضِ عقوبة 10 سنوات في سجن الصخرة، وإنّكَ أوَّل سجينٍ يأتي إلى هنا برغبته.
    Okulunuzun bir Kızılderili köyü üzerine kurulduğunu biliyor musun? İlk kurt adamımı orada görmüştüm. Open Subtitles أوَتعلمين، مدرستكِ بُنيت فوق أرض الهنود، وهناك حيثُ رأيتُ أوَّل مذؤوبٍ.
    Kaya'da on yıl. Buraya isteyerek gelen ilk mahkum sen olacaksın. Open Subtitles ستقضِ عقوبة 10 سنوات في سجن الصخرة، وإنّكَ أوَّل سجينٍ يأتي إلى هنا برغبته.
    İlk defa birinin peşinden sürükleniyorum biraz destek hiç fena olmazdı. Open Subtitles إنّه أوَّل مرّةٍ أقتفي أحداً، لذا فسأمتنُّ إنّ تولّني قليلاً من الدعمِ.
    Yardım etmek isterdim ama birkaç aydır gördüğüm ilk kişiler sizsiniz. Open Subtitles أتمنّى لو بوسعي المساعدة، لكنّكم أوَّل أناس نصادفهم مُنذ شهورٍ.
    Orduda bunun anlamı genelde ilk vurulacak adamdır. Open Subtitles هذا في الجيش يعني أوَّل رجلٍ يتلقى الرصاصات.
    20 yıldır bu aile için çalışıyorum. Fakat ilk kez arkadaşlarının ziyarete geldiğini görüyorum. Open Subtitles إنّي أعمل هنا مُنذ 20 عام، وهذه أوَّل مرّة أرى أصدقاءً قادمون للزيارة.
    Bilek güreşini kazanan elması kapar. Bu çocuğu yenen ilk şahıs elması eve götürecek. Open Subtitles مصارعة الأيدي ستقرر الرهان، أوَّل من يهزم هذا الغلام يفوز بالماسة.
    Sanıyorum binlerce yıldır ilk kez onu bir şeyden kaçarken gördüm. Open Subtitles أتعلمين، هذه أوَّل مرّة أراه يهرب خلال ألف عام.
    Çünkü gezginler onu duyup bu tarafa gelirse ilk giden ben olurum. Open Subtitles لأنّه إذا سمعها السائرون وجاءوا لهنا، فحتمًا سأكون أوَّل الهالكين.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus