Evet sanırım onlarda bir iki tane görmüştüm. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أنني قد رأيت واحد أو اثنين من هذه. |
Bence bu adamdan bir iki şey öğrenebilirsin. | Open Subtitles | تستطيع تعلم أمر أو اثنين من هذا الشاب على ما اعتقد |
bir iki internet fan kulübüne de üye olmuş olabilirim. | Open Subtitles | ربّما أنتمي لنادٍ أو اثنين من نوادي المعجبين بالإنترنت |
Belki de yolunuzda bir ya da iki erdem ile karşılaştınız. | TED | ربما كنت قد التقيت واحد أو اثنين من الأشخاص الفاضلين على طريقك. |
Bir ya da iki tane farklı aşçım oldu. | Open Subtitles | كان هناك واحد أو اثنين من الطهاة الآخرين |
Hatta CRISPR'le bile, hücre içerisinde sadece bir veya iki düzenleme yapabildik. | TED | حتى باستخدام كريسبر، كان بإمكاننا فقط إجراء واحد أو اثنين من التعديلات داخل الخلية. |
Bütün yerler çok kalabalığın olduğu ama bir, iki giriş veya çıkışın olduğu yerler. | Open Subtitles | كُلّ الأماكنَ التي بها ازدحام شديد و فقط واحد أو اثنين من المداخل و المخارج. |
Özellikle buradaki birçok ailenin açlık sınırına gelmesine bir iki maaş kalmışken. | Open Subtitles | خاصة حينما يكون هنالك الكثير من المنازل المرهونة على بعد قسط أو اثنين من أن يكونون على خط الفقر. |
Etrafta dolaşan bir iki yeni tip var. | Open Subtitles | واحد أو اثنين من الوجوه الجديدة المعلقة مؤخرا. |
Bir ayılsın, bir iki zorlu sorum olacak kendisine. | Open Subtitles | ومرة واحدة هو الرصين، وسوف أضع واحد أو اثنين من الأسئلة الصعبة طريقه. |
Öyleyse, bu onun ölçülerinde ki birisi için bir, iki kadeh demek. | Open Subtitles | اذن هذا كأس أو اثنين من الخمر لفتاة في حجمها |
bir iki kişiye yardım etmek istememle başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ بأني أردت أن أساعد واحد أو اثنين من الناس |
Biraz viski, biraz bal. bir iki tutam da fare zehiri. | Open Subtitles | ،قطرة من الويسكي، قطرة من العسل .قطرة أو اثنين من سم الفئران |
Gör bak... bir iki yıl içinde... | Open Subtitles | و أقول لك ، بعد سنة أو اثنين من الان |
Durduğumuz her yerde Tanrı'nın bir, ya da iki çocuğu bize katıldı. | Open Subtitles | وكل محطة كنا جعلت كنا التقاط واحد أو اثنين من أولاد الله المفقودة. |
Bir ya da iki tane aylağın istisnasıyla birlikte diğer herkes peynirleriyle birlikte olayı atlattılar. | Open Subtitles | مع إستثناء واحد أو اثنين من الكسالى الكل يأتى فى موعده بجبنتهم |
Tabii ki en başarılı film stüdyolarından biri klasik üzerine klasik çıkarmaya devam ediyor, ve bunların hepsi bir erkeğin - çocuk ya da yetişkin ya da iki arkadaşın, ya da bir baba-oğulun veya bir kızı yetiştirmeye çalışan iki adamın yolculukları. | TED | وطبعا، الاستوديو الأكثر نجاحا في كل العصور لا يزال يسعى لإصدار القصص الكلاسيكية الواحدة تلو الاخرى وللاسف كل واحدة منها هي حول رحلة صبي، أو رجل، أو اثنين من الرجال قد يكونوا اصدقاء ، أو رجل وابنه، أو اثنين من الرجال الذين يربون فتاة صغيرة. |
Sonrasında bir ya da iki şarap mı devirdin, Carrie yoksa hemen votkayla mı başladın? | Open Subtitles | تناولت كأس أو اثنين (من النبيذ بعد ذلك، (كاري أو أتجهتي مباشرةً للفودكا؟ |
Sadece bu değil, bir veya iki tür ekmeye devam ediyoruz ve titrek kavak ve huş ağaçlarını ayıklıyoruz. | TED | ليس هذا فقط، سنستمر في زرع واحد أو اثنين من الأنواع واقتلاع أشجار الحور والبِتيولا. |
Ve Afrika'dan bir veya iki kişinin ne kadar ilham verici olduğunu düşünmek bile. | TED | وعليهم التفكير في واحد أو اثنين من السكان خارج أفريقيا والذين هم حريصون حقاً. |
Bir veya iki giriş bir mihenk taşı, maksimum zayiat. | Open Subtitles | واحد أو اثنين من المداخل، مقبض واحد، ازدحام شديد. |