Çabul ol, hızlı davranırsan belki bana beni sevdiğini filan söyleyebilirsin | Open Subtitles | أسرع ، فلربما يمكنك أن تقول لى أنك تحبنى أو شئ من هذا القبيل |
Neden gidip topla filan oynamıyorsun? | Open Subtitles | فلم لا تذهبين أنت للمس أرضية الحوض أو شئ من هذا القبيل ؟ |
Vergi incelemesi ile filan beni tehdit etmen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بتهديدي من خلال أوراق رقابية أو حسابية أو شئ من هذا القبيل |
Veya "Kaybetmek ne demekmiş, öğreteceğim sana." Bunun gibi bir şey. | Open Subtitles | أو سأجعلك تتعلم كيف تكون الخسارة أو شئ من هذا القبيل |
Pazartesi ev sakinleri komitesi falan gibi bir şey kurarız. | Open Subtitles | يوم الأثنين , سنشكل لجنة المستأجرين أو شئ من هذا القبيل |
Savannah'daki binaların geri kalanını sorarsan, hepsine ya bir hayalet dadanmış ya bir cadı ya da bir gremlin veya onun gibi bir şey. | Open Subtitles | بشبح مجنون أو ساحرة شريرة أو عفريت أو شئ من هذا القبيل |
Baban zengin filan mı? | Open Subtitles | هل والدك يحب ان يكون غنيا أو شئ من هذا القبيل |
Ağlamaktan filan bahsediyordun? | Open Subtitles | لقد كنتَ تتحدث عن بكاءكَ أو شئ من هذا القبيل ؟ |
Televizyon filan izlemek ister misin? | Open Subtitles | هل تحبِ مشاهدة التلفاز أو شئ من هذا القبيل ؟ |
Evet, her akşam yaptığımız filan bir şey değil. Evet. | Open Subtitles | أجل , نحن لا نفعل هذا كل يوم أو شئ من هذا القبيل. |
Yeniden bağlandığımızı filan sandım. | Open Subtitles | لا أعلم , نعيد الصلة بيننا أو شئ من هذا القبيل |
Bana kolye filan yaparsın. | Open Subtitles | واصنعي لي عقدا أو شئ من هذا القبيل |
Bilmem. Otelde filan kalırsın. | Open Subtitles | لا أعلم في فندق أو شئ من هذا القبيل |
Tamam, belki de kafandaki o şeyi çıkardıklarında, hayatın yeniden başladı ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | حسناً , ربما عندما سحبوا , مهما كان هناك , كأنكِ أعدتِ تشغيل نفسكِ أو شئ من هذا القبيل |
Liberty Adası üzerinde, ateştopu gibi bir şey görülmüş. Bir kontrol edin. | Open Subtitles | لدينا تقرير عن كرة نارية أو شئ من هذا القبيل على جزيرة تمثال الحرية |
Aile yadigârı gibi bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنها أملاك موروثة أو شئ من هذا القبيل |
Koku duvarı gibi bir şey yaptırmalı. | Open Subtitles | كان عليه وضع جدار عازل للرائحة أو شئ من هذا القبيل |
Hoca keşiş gibi bir şey. | Open Subtitles | إن المُعلم بمثابة راهب أو شئ من هذا القبيل |
Bir uçan süpürge gibi bir şey. | Open Subtitles | مكنسة طائرة أو شئ من هذا القبيل |
- Hayır, bu kablolu televizyonda gecenin köründe çıkan reklamlardaki gibi bir şey oldu. | Open Subtitles | -لا،هذا يشبه إعلان ليلي سئ يأتي متأخراً علي أحدي قنوات الكابل أو شئ من هذا القبيل |