bir hastanede falan çalışabileceğimi düşünüyordum yani röntgen teknisyenliği falan işte! | Open Subtitles | حسنا فكرت أن اعمل ربما في مستشفى أو شيء مثل هذا مثل أن اعمل على جهاز الاشعة السينية أو شيء ما مثل ذلك |
bir hastanede falan çalışabileceğimi düşünüyordum yani röntgen teknisyenliği falan işte! | Open Subtitles | حسنا فكرت أن اعمل ربما في مستشفى أو شيء مثل هذا مثل أن اعمل على جهاز الاشعة السينية أو شيء ما مثل ذلك |
Burası acayip bir yer, değil mi? Çiftlik falan gibi bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان مجنون يبدوا مثل المزعة أو شيء مثل ذلك |
Hey, biliyorsun, rahatsız etmek filan istemiyorum. | Open Subtitles | هاي ، أتعرف لا أريدك أن تشعر بأني لحوحة أو شيء مثل هذا |
Şık bir balodan filan dönüyormuş gibi farz et. | Open Subtitles | من شي أمم.هوايتكـ للجولف الوهميه أو شيء مثل هذا |
bir adam, 60'lı yaşların başında. | TED | رجل، ربما في أوائل الستينات، أو شيء مثل ذلك |
Beyinlerimiz arasında bir iletişim bir telepati falan değil bu. | Open Subtitles | إنه ليس كما لو أنه بين عقولنا اتصال أو توارد خواطر أو شيء مثل ذلك. |
Kızgın falan değilim, sadece merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا لست غاضبة أو شيء مثل هذا . كنت فقط أشعر بالفضول |
Poponu jiletle silmeye çalıştığın falan? | Open Subtitles | مثل يمكنك مسح بوم الخاصة بك مع الشفرة الخاصة بك أو شيء مثل ذلك؟ |
Telefonda üvey ailesiyle falan konuşuyordu belki de. | Open Subtitles | يمكن أن يتحدث مع والداه بالتبني أو شيء مثل ذلك |
Şey miydi, savaş yarası falan? | Open Subtitles | هل كانت شظايا قنبلة أو شيء مثل هذا ؟ كمين أرضي ؟ |
At arabası balkabağı otobüsüne falan dönüşüyor. Şey gibi... | Open Subtitles | سيارة ناقلة تتحول الى حافلة .. يقطين ، أو شيء مثل هذا |
Yaşımız hakkında yalan söyleriz. Ortaokul talebesiyiz falan deriz. | Open Subtitles | و نخبرهم بأننا من مدرسة متوسطة أو شيء مثل ذلك |
Evden kaçıp boksör ya da profesyonel güreşçi falan olacağım ve yalnız bir kurt gibi yaşayacağım. | Open Subtitles | أنا سوف أهرب من المنزل لأصبح مصارع محترف أو ملاكم أو شيء مثل هذا و أعيش حياتي كذئب وحيد. |
Başkentten çok fazla insanın olduğunu falan söyledi. | Open Subtitles | قالَ بأنّه مكان مليء يأناس العاصمة أو شيء مثل ذلك. |
İlk yardım çantası falan bulup bana getir. | Open Subtitles | حقيبة الإسعافات الأولية, وبعض الضمادات أو شيء مثل ذلك, وأحضره إليّ |
bir daha şaka yaptığında, kaburgalarıma vur, korna filan çal. | Open Subtitles | حسا ، في المرة القادمة عندما تقوم بمزحة ادفعني على اضلاعي أو مثل تزمير المهر أو شيء مثل هذا |
Aklıma gelmişken, ona Hintçe hakaret filan mı ettin? | Open Subtitles | بالمناسبة ! هل أهنتيها بالهندية؟ مؤخرة أو شيء مثل ذلك. |
Sende Asperger sendromu filan mı var? | Open Subtitles | هـل لـديـك اضـطـراب أو شيء مثل هذا ؟ |
Seninle gizlice ambara girdiği veya öyle bir şey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب تخفيها في المخزن معك أو شيء مثل هذا |
Sanırım büyücü veya sihirbaz anlamına geliyor. Bunun gibi bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنه يعني شيء مثل الساحر أو شيء مثل هذا |