Bana ukalalık yapma. Hasta veya değil, sana kızgınım. | Open Subtitles | لا تتذاكى معى, مريض أو غير مريض أنا غاضبه جدا منك |
İmparator veya değil, buna nezaket kuralı denir. | Open Subtitles | , أمبراطور أو غير أمبراطور . هذا يسمى عدم احترام |
Psikotik veya değil; bir hastada hafıza kaybını tetiklemek için ne kullanırdın? | Open Subtitles | ماذا كنت لتستخدم لإحداث حالة فقدان ذاكرة لأحد مرضاك سواء كان مصاباً بالذهان أو غير هذا؟ |
Çevremiz bunun kanıtları ile dolu: Toplumumuzda koroner arter hastalarımızın yüzde 40'ı yetersiz veya uygunsuz bakım görüyor. | TED | هناك أدلة حولنا: 40 في المائة المرضى مرض الشريان التاجي في مجتمعاتنا تلقي الرعاية غير مكتملة أو غير مناسب. |
ama ilginç olan, asla bunu kendi üzerinde denemedi, yenilemeyi ya da başka şeyler yapmayı. | Open Subtitles | لكن على نحو مشوق, لم يستخدم مهبلاً من قبل, سواء كان جميلاً أو غير هذا |
Ama açıkçası, General olsa da olmasa da, elimizde satacak bir şey yok. | Open Subtitles | و لكن ، حقاً ، بصفة عامة أو غير عامة ، ليس لدينا ما نبيعه |
Dinleyin, evli olsun olmasın bu kadar Amerikalı olmayın. | Open Subtitles | أصغي، متزوّج أو غير متزوج، لا تكوني أمريكيّة بحت. |
En sonunda da, bir çeşit elektromanyetik sinyaller aracılığıyla varlıklarını kasıtlı olarak veya başka bir şekilde ortaya koyduklarını düşünürdünüz. | TED | عن وجودها، عن عمد أو غير عمد، من خلال إشارات كهرومغناطيسية من نوع ما. |
- Herhangi birini kötüye kullanan birini durdurmak için, yasal veya değil. | Open Subtitles | بل لإيقاف الإساءة لأي شخص سواء بطريقة شرعية أو غير شرعية ! |
Arkadaş veya değil, oyun veya değil, eğer seni bir daha suç mahalinde görürsem içeri tıkarım. | Open Subtitles | -أنا أقول لك إن كانوا أصدقاء أم لو يكونوا أو لعبة أو غير هذا في المرة القادمة التي أراك فيها |
Bilmediğiniz şeyse, Başkan Yardımcısı'nın perde arkasında onunla çevirdiği dolaplar kasten veya değil, insanlığı kırıp geçirecek ölümcül bir virüsün yayılmasına yardım etmesi. | Open Subtitles | ما تجهلونه هو أنّ نائب الرئيس ظلّ يعمل خلف الستار معها يساعدها، عن قصد أو غير قصد، بنشر فيروسٍ قاتل سيقلّل البشريّةَ إلى العشر |
Yasal veya değil. Bu kavramlar geçerli değil. | Open Subtitles | قانونى أو غير قانونى, لا يهم |
Saf veya değil fark etmez. | Open Subtitles | نقية أو غير ذلك |
Astım, inme hastalarımızın yüzde 60'ı yetersiz veya uygunsuz bakım görüyor. | TED | 60 في المائة لدينا الربو، مرضى السكتة الدماغية تلقي الرعاية غير مكتملة أو غير مناسب. |
Siz ve ben kanun gereği ya da başka şekillerde de olsa, çok zor denk düşeriz. | Open Subtitles | أنا وأنت نتزامن نادراً تشريعياً أو غير ذلك |
Bu dosyaların bir yerlerinde kendisiyle direkt ya da başka türlü bir bağlantı var. | Open Subtitles | في مكان ما في هذة الملفات هناك رابط يدل عليه, مباشر أو غير مباشر |
Doğal olsa da olmasa da. | Open Subtitles | سواء كانوا أعداءنا الطبيعيّين أو غير الطبيعيّين |
Rozetin olsa da olmasa da haneye tecavüz edip malımızı çalmaya hakkın yok. | Open Subtitles | شرطية أو غير شرطية ليس لديك حق أن تتعدي حدودنا وتسرقيماهو ملكلنا ... |
Test olsun olmasın, bunun olmasına izin veremem. | Open Subtitles | إختبار أو غير ذلك لن أسمح بِحدوثِ هذا |
Gönüllü olsun olmasın. | Open Subtitles | راغبة أو غير ذلك |
Arkadaşlarımın çoğu fahişe oldular, Şarkıcı gibi veya başka bir şekilde. | Open Subtitles | زميلاتى أصبحن ساقطات موسيقيّاً أو غير ذلك |