"أيضا في" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı zamanda
        
    • ayrıca
        
    • nda da bulundunuz
        
    • greyfurt da
        
    aynı zamanda Sera'nın kaybolduğu gece ona mesaj atmış ve sonra silmiş. Open Subtitles لقد راسل سيرا أيضا في ليلة إختفائها و من ثم حذف الرسائل
    aynı zamanda dünya şampiyonasına, ve 2004 yılında kazandım. TED ودخلت أيضا في بطولة العالم وفازت هناك في 2004.
    aynı zamanda ortopedi merkezinde çalışıyordum. TED كنت أعمل أيضا في مركز تقويم الاعضاء كما ندعوه.
    ayrıca becerilerimizin gelişmesi için pratik yapıyoruz. Her gün. Her gün. Open Subtitles لقد كنا ننمي مهاراتنا أيضا في كل يوم , كل يوم
    Biz haritaları kontrol ediyoruz, haritalara bakıyoruz, bilgileri iki kere kontrol ediyoruz ve ayrıca materyalin üstverisine bakıyoruz. TED ننظر في الخرائط ونفحصها , نتحقق من المعلومات, ونبحث أيضا في خصائص عتادنا.
    O zaman, Çöl Fırtınası'nda da bulundunuz? Open Subtitles -وهل كنت أيضا في (عاصفة الصحراء) ؟
    - Bu arada salatamda greyfurt da vardı. Open Subtitles و بالمناسبة كانت موجودة أيضا في سلطتي
    Atlantik köle ticareti aynı zamanda ırkçı ideolojiye de katkıda bulundu. TED لقد ساهمت تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي أيضا في تطوير أيديولوجية عنصرية
    aynı zamanda, uzaydan görünen tek insan yapımı yapı olarak kabul edilir. TED أيضا في كثير من الأحيان زعم أنها البنية الوحيدة المرئية من الفضاء من صنع الإنسان.
    aynı zamanda deterjanlar, losyon ve sabunları da. TED كما توجد أيضا في المنظفات والكريمات والصابون.
    aynı zamanda birçok farklı iş kolunu da beklenmedik bir şekilde etkileyebilir. TED لكنها ستبدأ أيضا في التأثير على سلسلة من الشركات الأخرى بطرق غير متوقعة.
    Sokaklarda, evet, ama aynı zamanda mutfak masasında ve yatakta yapılan müzakerelerde ve aşıkların ilişkilerinde, ebeveynler, kız kardeşler ve arkadaşlar arasında da mevcut. TED في الشوارع, نعم, ولكن أيضا في المناقشات على مائدة الطعام و في سرير الزوجية وفي العلاقات بين الأحباب و الآباء و الإخوة و الأصدقاء.
    Bu, aynı zamanda, sizi kanıt bulundurmak, ve adaletin işleyişine engel olmak suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor, avukat hanım. Open Subtitles فإنه يضع لك أيضا في حوزة أدلة مادية , وإعاقة العدالة تهمة , مستشار.
    Yalnızca virüsün oluşmasını engellemekle kalmıyor, aynı zamanda da kendi kendini yok etmesini sağlıyordu. Open Subtitles مثبط التي لم تتوقف فقط على إنتاج الفيروس ، ولكنه تسبب أيضا في تدمير نفسه حرفيا.
    Avantajları aynı zamanda füzenin de içinde olan denizaltı platform kodlarını hâlihazırda hacklemiş olmaları. Open Subtitles ميزتهم أنهم إخترقوا بالفعل شفرات أساس الغواصة التي هي أيضا في القذيفة
    aynı zamanda bizim kendi zaman dilimimizden çıkıp diskler zamanda seyahati engelleyebilir. Open Subtitles ومن الممكن أيضا في مستقبل أبعد أبعد من مستقبلنا محركات اقراص وهمية أكثر ويجري استحداثها واستخدامها للسفر عبر الزمن
    Işık sadece optik kablolarla değil ayrıca çok ince silikon kablolar ile de yönlendirilebilir. TED يمكن توجيه الضوء ليس في الألياف البصرية فحسب، بل أيضا في أسلاك السليكون الرقيقة جداً.
    Bunun gibi tropikal ormanlarda yetişirler. ayrıca Washington Eyaletindeki ılıman yağmur ormanlarında da yetişirler. TED تنمو في الغابات المدارية مثل هذه وتنمو أيضا في الغابات المطيرة المعتدلة، التي نجدها في ولاية واشنطن.
    O zaman, Çöl Fırtınası'nda da bulundunuz? Anlaşıldı efendim. Open Subtitles -وهل كنت أيضا في (عاصفة الصحراء) ؟
    - Bu arada salatamda greyfurt da vardı. Open Subtitles و بالمناسبة كانت موجودة أيضا في سلطتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus