Dün akşam görevliydi. Onu uyandırıp, | Open Subtitles | كان في العمل الليلة الماضية، لذا فإننا أيقظناه |
Evet, çünkü burada... Onu uyandırıp sonra da bir kafese tıktık. | Open Subtitles | ... نعم،لإنه بهذا المكان نحن أيقظناه ووضعناه فى قفص |
Onu uyandırıp yaşamak isteyip istemediğini sorduğumuzda bana bakıp "evet" dediğini söyledi. | Open Subtitles | وأخبرني أننا عندما أيقظناه لنسأله إن كان يريد العيش، أنه قال "نعم" لأنه كان ينظر إلي... |
Hayır, onu biz uyandırdık, biz durduracağız. | Open Subtitles | لا. نحن أيقظناه , ونحن سنتوقّفه. |
Haklısın. Sanırım onu tılsımı ararken uyandırdık. | Open Subtitles | -أنت محقة، يبدو أننا من أيقظناه عند البحث |
Onu gecenin bir yarısı uyandırırsak kızacaktır. | Open Subtitles | إذا أيقظناه فى منتصف الليل فسيكون عصيباً |
Oh-oh, Sanırım onu uyandırdık. | Open Subtitles | أعتقد أننا أيقظناه |
Bilmiyorum. Onu biz uyandırdık. | Open Subtitles | لا أعرف لقد أيقظناه |
Kendinden geçmişti, biz onu uyandırdık. | Open Subtitles | أغميَ عليه. ونحن أيقظناه. |
Henüz bilinci açılmadı. Gerty ve ben onu daha yeni uyandırdık. | Open Subtitles | لم يُفق بعد أنا و(جيرتي) أيقظناه للتو |