bunların hiçbiri başka bir bilgisayarı satrançta yenmek için değil. | Open Subtitles | ليس أيّ من هذا لأجل هزيمة حاسوب آخر في الشطرنج |
Ya bunların hiçbiri doğru değilse ve biz bir fotonu ışık hızından hızlı hale getirip en sonunda bir zaman çukuru yaratarak evreni yok edersek? | Open Subtitles | إذا لك يكن أيّ من هذا صحيح، وقمنا بتسريع وحدة ضوئيّة تتجاوز سرعة الضوء، وينتهي الأمر بإحداث ثقب زمني وتدمير الكون؟ |
Kendini ilk seferinde öldürmüş olsaydın belki de bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. | Open Subtitles | لو قتلتَ نفسكَ بالمحاولة الأولى لما حصل أيّ من هذا |
Bunlardan birini bile benim için yaptığını söyleyerek de zekama hakaret etme. | Open Subtitles | ولا تحاول أن تقلل من شأن ذكائي من خلال قولك أن بوسعك فعل أيّ من هذا ليّ. |
Ya da bir dostumuzu daha kaybettiğimizi. Bunların hiçbirini düşünemem. | Open Subtitles | أو التفكير بأننا فقدنا صديقًا آخر، لم يعُد بوسعي التفكير في أيّ من هذا. |
Bunların hiçbiriyle uğraşmadan bir gün geçirebilsek çok güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون الأمر جميلاً ، لو خـُضنا يوماً دون أنّ نـُضطر للتعامل مع أيّ من هذا. |
bunların hiçbirine karışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التدخّل في أيّ من هذا |
En başında önemsemiş olsaydın bunların hiçbiri yaşanmamış olurdu. | Open Subtitles | ،لو كنت تحسّ بالإنسان منذ البداية لما حدث أيّ من هذا |
En başından önemseseydin bunların hiçbiri olmazdı? | Open Subtitles | لو كنت تحسّ بالإنسان منذ البداية، لما حدث أيّ من هذا |
bunların hiçbiri hakkında hiçbir zaman konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | التي لم ترد البوح بها. لا أريد التحدّث عن أيّ من هذا مجدداً ابداً. |
Eğer sizin kasabalıları ele geçirmeye ve büyümü yapmama yardım etmeye gönüllü olmasalardı bunların hiçbiri mümkün olmazdı. | Open Subtitles | لما أمكن حدوث أيّ من هذا بدون رغبتهم في إسكان أنفسهم داخل مواطني بلدتكم للمساعدة في إجراء تعويذتي. |
Eğer seni benimle tekneye davet etmeseydim bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. | Open Subtitles | ولَمَا حدث أيّ من هذا لو لم أدعوك على متن الزورق معي. |
- Anlamıyorum. bunların hiçbiri bilemezsin. - Ama biliyorum. | Open Subtitles | ـ لم أفهم، لا يمكنكِ معرفة أيّ من هذا ـ لكنني أعرف |
Ama bazı detayları daha yeni konuşmaya başlamıştık. Planlayacak çok şeyimiz var ve ben sadece Bunların hiçbirini aceleye getirmek istemiyorum. | Open Subtitles | أجل، لكن بدأتُ أفكّر حول التفاصيل والتخطيط الذي يتعيّن علينا القيام به، ولا أريد التسرّع في أيّ من هذا. |
Bensiz Bunların hiçbirini başaramazdın. | Open Subtitles | ما كنت لتتمكّن من تحقيق أيّ من هذا بدوني |
Bunların hiçbirini daha önce görmedim. | Open Subtitles | لمْ يسبقَ لي أنْ رأيت أيّ من هذا في حياتي من قبل |
Bunların hiçbiriyle uğraşmaya hazır değildim ama birden başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن مستعدة للتعامل مع أيّ من هذا باستثناء فجأة لم يكن لديّ خيار |
Ondan sonra, Bunların hiçbiriyle uğraşmak zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | و بعد ذلك لن أضطر للتعامل مع أيّ من هذا |
bunların hiçbirine dâhil olmayı kabul etmedim. | Open Subtitles | لن أوافق على أيّ من هذا |