Hayır, seni çok iyi anlıyorum Olivier, ama bu konuda bir şey yapamam. Gerçekleşemez. | Open Subtitles | كلا ، أنا أفهم جيداً يا (أوليفير)، ولكني لا أستطيع فعل أي شيء حيال ذلك. |
Ayrıca Frances, bu konuda bir şey bilmiyor olabilir. | Open Subtitles | ربما لم تعلم (فرانسيس) أي شيء حيال ذلك |
Arada ondan bahseder ama bunun için hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | مازل يتحدث عن ذلك و كل شيء و لكنه لم يفعل أي شيء حيال ذلك |
Mesele şu ki, bunun için hiçbir şey yapmazdık. | Open Subtitles | الأمر هو أننا لم يكن بمقدورنا فعل أي شيء حيال ذلك. الشيء الوحيد الذي كان في وسعنا فعله |
Bu konu hakkında bir şey yapmanızı istemiyorum, ...beni duydunuz mu? | Open Subtitles | لاأريدكم يا رفاق أن تفعلوا أي شيء حيال ذلك أتسمعونني؟ لقد أهتممت بالأمر |
Sorun şu ki, birkaç yerle konuştum ve kimse bu konu hakkında bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | الشيء هو، جعل I -لقد بضع المكالمات، و يبدو أن لا أحد يعرف أي شيء حيال ذلك . |