"أَتمتّعُ" - Traduction Arabe en Turc

    • hoşuma
        
    • zevk
        
    • keyif
        
    • eğlenmemin
        
    Hayır. Müzeyle ilgili sohbet hoşuma gidiyordu. Open Subtitles لا، لا، أنا كُنْتُ فقط أَتمتّعُ بلذا دردشة متحفنا،
    Az önce yaptığın da hoşuma gidiyordu. Kusura bakma. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتمتّعُ بأيضاً بأَنْك كُنْتَ تَعْملُ الآن.
    Meslektaşlarımla olmaktan zevk duyarım. Open Subtitles أَتمتّعُ بدائماً أنْ أكُونَ في شركةِ الزملاءِ.
    Sizinle ilgilenmekten zevk alıyorum. Open Subtitles وعندما أعتقد حول كَمْ أَتمتّعُ بالإعتِناء بك
    Bak, gerçek şu ki seninle çalışmaktan hiç keyif almıyorum. Open Subtitles النظرة، الحقيقة آي .. . أنا لا أَتمتّعُ بالعَمَل مَعك.
    Bir çok sebep var... hayatımla böyle eğlenmemin. Open Subtitles هناك بَعْض السببِ. بِأَنِّي أَتمتّعُ به حياتي مثل هذه.
    Ne kadar hoşuma gittiğini anlatamam. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ إخْبارك كَمْ أَتمتّعُ بسمعه.
    Seni mutsuz görmek benim hoşuma mı gidiyor sanıyorsun? Open Subtitles تَعتقدُ بأنّني أَتمتّعُ به رُؤيتك حزينة؟
    Aslında ülkenin bir ucundan diğerine... ..yaptığımız bu gezide benim de hoşuma gidiyor. Open Subtitles تَعْرفُ، إضافةً إلى، أَتمتّعُ بالحقيقة هذه السفرةِ الصَغيرةِ خلال الوسطِ.
    Haklıydı bunu ona ben yapmıştım ve hoşuma da gidiyordu asıl komik olansa onu hala seviyordum hatta belki şimdi daha fazla sonunda bana ihtiyacı olduğunu,[br]beni takdir ettiğini hissetmiştim. Open Subtitles كانت صحيحه أنا أعْمَلُ هذا إليها , وأنا كُنْتُ أَتمتّعُ به. كانت هراء مضحكا لازلت احبها
    Bunun cezalandırma olduğunu sanırdım, ama şimdi sessizlik hoşuma gidiyor. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَعتبرُه العقاب، لكن الآن أَتمتّعُ بالهدوءِ.
    Hayır, hoşuma gitmiyor, ama işim bu. Open Subtitles لا، أنا لا أَتمتّعُ به، لَكنَّه شغلُي.
    O halde benim de senin buruş buruş olmuş popondan zevk almamı da bekliyorsundur. Open Subtitles وأنا أَفترض أنك تَعتقدين بأنّني أَتمتّعُ بتلك الابداعات التي تدعى الأرداف
    Biliyorum, ama sana bunu söylemekten zevk alıyorum. Open Subtitles أَعْرفُ، لَكنِّي أَتمتّعُ بقوله إليك.
    Yüce Jüpiter adına, sert aşktan zevk alıyorum. Open Subtitles Jumpin ' المشتري، أنا أَتمتّعُ بالحبِّ القاسيِ.
    Sapkınları cezalandırmaktan zevk alıyorum. Open Subtitles أَتمتّعُ بمعاقبة المخربين
    Senden saklanıyorum. Hayattan böyle zevk alıyorum. Open Subtitles إختفاء منك، الذي كَمْ أَتمتّعُ بالحياة!
    Başkanın Güney Afrika'da olmasından keyif duymadığımı söyleyemem. Open Subtitles انا لن أَقُولَ أنني لا أَتمتّعُ بأن يكون الرئيس في جنوب أفريقيا.
    Tatlım, keyif aldığım kısım küvette oturmak değil. Open Subtitles العسل، هو لَيسَ الحمّامَ أَتمتّعُ به.
    Sizinle yaşamaktan keyif alıyorum. Open Subtitles أَتمتّعُ بالعَيْش معك.
    Bir çok sebep var... hayatımla böyle eğlenmemin. Open Subtitles هناك بَعْض السببِ. بِأَنِّي أَتمتّعُ به حياتي مثل هذه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus