"أَخذتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • almıştım
        
    • alıp
        
    • çektim
        
    • götürdüm
        
    • götürdüğümde
        
    Daha önce bu haplardan almıştım ama düşündüğüm kadar güçlü değilmiş. Open Subtitles أَخذتُ البعض مِنْ هذه قبل ذلك، لَكنَّهم لَيسوا أقوياء مِثْلي الفكرَ.
    Dövüşü hafife almıştım ve bu adam çok şanslıydı. Open Subtitles أَخذتُ المعركةَ أيضاً قليلاً وهذا الرجلِ كَانَ فقط محظوظ بسيط.
    Ve ben bu çocuğu alıp, kendi evimde yetiştirseydim, kendi çocuklarımdan ayırt edilemezdi. Open Subtitles ورغم ذلك ، إذا أَخذتُ مثل هذا الطفلِ ورَبّيتهكطفلرضيعفيبيتِيالخاصِ، سيصعبعليَّتمييزهمنبقية أولادي،
    Ben senin en utanç verici anlarını alıp ortalığa saçsaydım, ne hissederdin? Open Subtitles ماذا تعتقد إذا أَخذتُ أكثر كَ اللحظات المُذلّة
    Bak, bunu Collete halanın balkonundan çektim. Open Subtitles النظرة، أَخذتُ ذلك الحقِّ مِنْ شرفةِ العمّةِ كوليت.
    Bunları bu gün çektim. Open Subtitles أَخذتُ هذه بعد ظهر اليوم.
    Austin'i McDonald's a götürdüm Open Subtitles أنا فقط أَخذتُ أوستن أَنْ يُصبحَ ماكدونالد.
    Rachel'ı hastaneye götürdüğümde doktor beni babası sandı. Open Subtitles عندما أنا أَخذتُ رايتشل إلى المستشفى، الطبيب إعتقدَ بأنّني كُنْتُ الأبَّ.
    Bir keresinde kızılderililerden bir çocuk almıştım Hopi kabilesinden. Open Subtitles كان في الأمة الهندية أَخذتُ الأطفالَ على التزلجِ
    Bazı dersler almıştım ama burada çalışmak için gönüllü bile olamıyorum. Open Subtitles أَخذتُ بَعْض الفصول، لَكنِّي لا أَستطيعُ ان احْصلُ على متطوّعِ يعمل هنا.
    Gerekli tüm önlemleri almıştım. Open Subtitles أَخذتُ كُلّ الإحتياطات اللازمه.
    Tamam,mektupla bir kurs almıştım. Open Subtitles حَسَناً، أَخذتُ a فصل مراسلةِ.
    Yazın biraz ders almıştım. Open Subtitles أَخذتُ صف في هذا الصيف.
    Müvekkil hesabından para almıştım. Open Subtitles .أَخذتُ مالاً من حساب موكل
    Ve tam o sırada... değer verdiğim ne varsa alıp... onları yalnızca bir şeye çevirdim... bir hatıraya. Open Subtitles وفي تلك اللحظةِ أَخذتُ كُلّ شيءَ كَانَ غاليَاً بالنسبة لي وحولته إلى لا شيئ
    Bir keresinde silahını alıp araziye pratik yapmaya gittim. Open Subtitles ذات مره أَخذتُ بندقيتَه ورُكِضتُ إلى الحقول لاتدرب على اطلاق النار
    Bir bıçak alıp, yüzünü kestiğim anlamına gelir. Open Subtitles ذلك يَعْني بأنّني أَخذتُ سكين، وأنا قَطعتُ وجهَكَ.
    Bir balta alıp duvara savurmaya başladım. Open Subtitles بالكاد أَخذتُ فأساً وبَدأَتأقطعبعيداًعنه .
    Bazı fotoğraflar çektim. Open Subtitles أَخذتُ بَعْض الصورِ.
    Her bir parça için fotoğraf çektim. Open Subtitles أَخذتُ أضعافَ كُلّ.
    Megan ve Ryan'ın, bu resimlerini ben çektim. Open Subtitles أَخذتُ هذه صورِ مايجن ورايان.
    Bunları bir Hasselblaad'la çektim, ama... genelde, kendimi bildim bileli benimle olan bir Minolta kullanırım. Open Subtitles أَعْني، أَخذتُ هذه مَع a hasselblaad، لكن... ما عدا ذلك، أَستعملُ a minolta كَانَ عِنْدي إلى الأبد. لماذا؟
    Ben de yardım edeceğini düşünerek, Walter'ı Zig-Zag'a götürdüm. Open Subtitles لذا أَخذتُ والتر إلى التعرّجِ، يُفكّرُ هو يُساعدُ.
    Masasına tereyağı götürdüğümde bana baktı ve "Epey uzun sürdü." dedi. Open Subtitles عندما أَخذتُ الزبدَ إلى منضدتِها، شاهدتْ حقّاً عليّ وقالتْ... "أَخذَك لمدة طويلة بما فيه الكفاية."

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus