İtip kaktığın iki karın daha olduğunu biliyorum, Pauline, Adrian. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ زوجتان أخريتانُ دَفعتَ حول، بولين، أدريان. |
Bak, Kızgın olduğunu biliyorum, ama bu bir şeyi değiştirmiyor. | Open Subtitles | النظرة، أَعْرفُ بأنّك مُتَبَوّل، لكن يُفكّرُ بتَغَوُّط مثل ذلك حتى. |
Kesinlikle. O işi yapabilecek kadar zeki olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بالضبط أَعْرفُ بأنّك ذكيَ' بما فيه الكفاية لتؤدَي تلك الوظيفة |
Kızgın olduğunu biliyorum ama Maris'i neden terk ettiğini hatırla. | Open Subtitles | إستمعْ، أَعْرفُ بأنّك تُزعجُ الآن، لكن يَتذكّرُ الذي تَركتَ ماريس في المركز الأول. |
Meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, ama ilginizi çekebilecek... bazı eğitim teknikleri üzerine bir araştırma yapıyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك رجل مشغول, سيدي لَكنِّي أقوم بَعْملُ دراسة على بَعْض تقنياتِ التدريب إعتقدتُ أُنها قَدْ تثيرُ إهتمامك |
Frasier, niyetinin iyi olduğunu biliyorum ama bir daha bana birini ayarlarsan seni uykunda öldürürüm. | Open Subtitles | النظرة، فرايزر، أَعْرفُ بأنّك عَنيتَ حَسناً. لكن إذا وَضعتَني أبداً فوق ثانيةً، أنا سَأَقْتلُك في نومِكَ. ليلة سعيدة. |
Burada olduğunu biliyorum Frank. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك هنا، فرانك أَعْرفُ بأنّك هنا. |
Daha acemi olduğunu biliyorum ama bu yaptığın banyo adabına tamamen aykırı. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك جديد في هذا، لكن هذه حشمةُ حمّامِ غير مقبولةِ. |
Ben senin çok daha uzaklardan gelmiş olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك أتيت مِنْ مكان أبعد بكثيراً مِنْ ذلك |
- Gergin olduğunu biliyorum... | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك عصبيَة لَكنَّك سَتصْبَحُين عظيمَة |
Elbette ki, üzgün olduğunu biliyorum ama azıcık da olsa sevinmiyor musun? | Open Subtitles | نعم، متأكّد، أَعْرفُ بأنّك حزين... لكن ألَنْ أنت فقط سعيد قليلاً أيضاً؟ |
Jane benden hoşlandığı için üzgün olduğunu biliyorum tamam mı? | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك منزعجُ لأن جين أحَبّتْني. حَسَناً؟ |
Geri geldim çünkü anlayışlı bir ruhun olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | رَجعتُ إليك لأن أَعْرفُ بأنّك روحَ متعاطفةَ. |
Senin başkalarını küçük düşürerek büyük olduğunu hisseden biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك شخص ما مَنْ يَسْتَطيع أَنْ يَكُونَ كبار فقط بجَعْل الآخرين يَشْعرونَ بالصّغر. |
Orada olduğunu biliyorum Iütfen telefonu aç | Open Subtitles | الآن، أَعْرفُ بأنّك هناك، لذا رجاءً إلتقطْ. |
Yeni olduğunu biliyorum, ama bir daha ki sefere tükürüğünü kanıtlara bulaştırmak istediğinde direk yala, olur mu? | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك جديد، لكن إذا أردت أن تنشر بصاقِكَ على جميع الأدلة |
Hey, Travis, uçakta olduğunu biliyorum ama sadece harika vakit geçirdiğimi ve gelecek ay seni Rodos Ada'sında görmek için sabırsızlandığımı söylemek istedim. | Open Subtitles | هـاي، ترافس، أَعْرفُ بأنّك بـ الطائرةِ، لَكنِّي فقط أردتُ القَول بأنّني قضيت وقت رائع معك، |
Bakın, ona soracak sorularınız olduğunu biliyorum, ama... | Open Subtitles | النظرة، أَعْرفُ بأنّك عِنْدَكَ الأسئلةُ لها، لكن، تَعْرفُ، |
Fakat eğer uyuyakaldığın için geciktiysen sevindim, buna ihtiyacın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكن إذا تأخّرت لأنك أطلتَ النوم سأكون سعيدة أَعْرفُ بأنّك تحتاج إلي ذلك |
Yoğun olduğunuzu biliyorum ama kızım şu kurabiyelerden satıyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك مشغول، لكن بيع كوكيز بنتِي. |
gün boyunca yoğun olduğunuzu biliyorum | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك مشغول طِوال النهار. |