Ama şunu söylemeliyim ki herkes bunun yaklaştığının farkındaydı. | Open Subtitles | لكن، أَعْني، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ هذا. أعتقد كُلّ شخص كان يُمكنُ أنْ يَرى هذا المجيئ، حقّ؟ |
Bunu olumsuz olarak görmediğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | أنا لا أَرى هذا ك سلبي الشيء، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ. |
yoksa diğer bayan mı demeliydim? | Open Subtitles | أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ السيدةَ الأخرى؟ |
Eve geç geldin... veya erken mi demeliydim? | Open Subtitles | ..أنتي في البيتَمتأخراً. أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ مبكراً؟ |
Yüzbaşı Hastings, size söyleyebileceğim şu: | Open Subtitles | بإِنَّني يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ إليه الشيء التالي: |
Tek söyleyebileceğim aşkımın gerçek olduğu. | Open Subtitles | كُلّ ما يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ أن دفاعِي هو أن حبِّي حقيقيُ. |
Keşke aynı şeyi lisemiz için de söyleyebilsem. | Open Subtitles | أنا فقط أَتمنّى بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ نفس لمدرستنا العليا القديمةِ. |
Açıkça söyleyebilirim, bu beni öldürür. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ بأمانة الذي أَقْتلُني. |
Bu başarınızdan etkilendiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | الصفصاف: أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ أَنا معجبُ بالمبادرةِ. أَعْني، |
Ben de sana aynı şeyi söylemeliyim. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ نفس الشيءِ إليك. |
WWEN deki şey için şunu söylemeliyim... | Open Subtitles | " يَجِبُ أَنْ أَقُولَ أن الموظّفين في "دبليو دبليو إي إن |
Kör biri için, müthiş bir atıcı olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ بأنّه كَانَ a جميل رمية جيدة لa رجل فاقد البصر. |
-Birşeyi söylemeliyim. | Open Subtitles | - أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ شيءَ. |
Geç kaldın, yoksa erken mi geldin demeliydim? | Open Subtitles | ..أنتي في البيتَمتأخراً. أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ مبكراً؟ |
Yoksa "taşıyıcı" mı demeliydim. | Open Subtitles | أَو ربما أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ "مصعدَ". |
Yoksa kafa mı demeliydim? | Open Subtitles | أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ رئيساً؟ |
Ama söyleyebileceğim şey şu ki ondan korkmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكن ما أنا يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ تَكُونَ خائف منها. |
Dört senedir ilk defa gerçekten düşündüğümü söyleyebileceğim. | Open Subtitles | للمرة الأولى في أربع سَنَواتِ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ ما أَعتقده حقاً. |
Sana söyleyebileceğim tek şey.. | Open Subtitles | كُلّ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ... |
Keşke nefret ettiğimi söyleyebilsem. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ بأنّني كَرهتُه، |
Keşke hiçbir zaman olmadığını söyleyebilsem ama oluyor. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ ذلك هو أبداً لا يَحْدثُ، لَكنَّه يَعمَلُ. |
Ve aynı şeyi Julia ile ilgili de söyleyebilirim. | Open Subtitles | وأنا يُمْكِنُ أَنْ أَقُولَ نفس الشيءِ حول جوليا. |
Sana ne söyleyebilirim ki? | Open Subtitles | ماذا يمكن أَنْ أنا من المحتمل يَجِبُ أَنْ أَقُولَ إليك؟ |