-Ben bunun için yaşıyorum milletin boku püsürünü bedavaya tamir etmek için. | Open Subtitles | -شكراً لك، يا رجل -هذا الذي أعيش لأجله أُصلح هراءات الأخرين مجاناً |
Evliliğimi mekanik eklemelerle tamir ettim, bunu da tamir edebilirim. | Open Subtitles | لقد أصلحت زواجي بإضافات ميكانيكية وأستطيع أن أُصلح هذا |
Güvenli bölgedeydim. Operasyon ofisinde bilgisayar tamir ettim. | Open Subtitles | أنا أُصلح الكمبيوترات في مكتب العمليات بالمنطقة الخضراء |
Ama yine de hiçbir şey tamir olmuyor. | Open Subtitles | ولكن لا أُصلح شيء. |
Bu belayı çözmek için Andy'le birlikte o gemiyle gitmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب ان اذهب علي متن السفية . مع (أندي) لكي أُصلح هذا |
Ig, haçını bana tamir ettirecek kadar hoşlanmışsın işte. | Open Subtitles | (أيغ)، أنتَ مُعجب بها بما يكفي لتجعلني أُصلح صليبها |
Motosikletimi tamir ettiriyorum. | Open Subtitles | أُصلح دراجتي |