İhtiyacım olan kıyafetler verildi ve ne olmam gerektiği söylendi. bu çok değerli ve kutsal görünümlü urba anlaşılarak verildi. bu mukaddes ve önemli bir şeydi. | TED | لقد أٌعطيت الملابس التي أحتاج ان البسها. وقيل لي ما احتاج ان اكون. أُعطيت ذلك الثوب الغالي المقدس الشكل لإرتدائه. للتفاهم انه شيء مقدس أو مهم. |
Çok küçük yaşımdan beri bana çok farklı sorumluluklar verildi ve daha gençken herşeyin benden önce hazırlandığını | TED | ت. د. : منذ ان كنت صغيرا جدا ، وما بعده، أُعطيت الكثير من المسئوليات المختلفة، ودائما ما بدا لي ، عندما كنت صغيرا، كل شي وضع قبلي. |
Öğrenciyken bana verilen araçlara şimdi bir öğretmen olarak erişemiyorum ki öğrencilerime verebileyim. | TED | أعلم مباشرة ما هي الأدوات التي أُعطيت لي كتلميذة، والآن كمعلمة، لا أملك الوصول للأدوات نفسها لأعطيها لتلاميذي. |
Bir ara, sanki bana verilen bilgilerin gizli bir amacı var gibi gelmeye başladı ön yargıya bulanmışlardı ve istatistikler şişirilmişti. | TED | عند نقطة معينة،المعلومات التي أُعطيت إلي بدأت أشعر أنها خطة عمل متداخلة مع انحياز واحصائيات مبالغ فيها |
Doğduğunda Elle'ye sürünün bir kısmı verilmiş. | Open Subtitles | فياليومالذيوُلِدتفيه، أُعطيت إلي جُزءاً من هذا القطيع |
Çünkü size çok verdiler, verdiklerinden fazlasını isteyecekler. | Open Subtitles | و لأنك أُعطيت كثيراً سوف تُسأل عن هذا الكثير |
Seneler önce Cüce Efendilerine bahşedilen yedi yüzükten biriydi. | Open Subtitles | كان واحداً مِنْ 7 خواتم أُعطيت لسادة الأقزام قبل سنوات طويلة... |
Las Vegas'ın en büyük kumarhanelerinden Tangiers'in işletmesi bana verilmişti. | Open Subtitles | "أُعطيت واحداً من أكبر كازينوهات "لاس فيغاس .لأديرة ,كازينو طنجة |
Roketleri bir araya getirme görevi Sergei Pavlovich Korolev'e verildi ve Boris Chertok onun sağ koluydu. | Open Subtitles | الرجل الذى أُعطيت له مهمّة تجميع الصاروخ "كان "سيرجي بافلوفتش كوريالوف وبوريس تشيرتوك" كان مساعده" |
Bana birşey yapmam için şans verildi, uçmam için. | Open Subtitles | أُعطيت الفرصة كي أفعل شيئًا، كي أطير |
Saldırıya Çevik Operasyonu adı verildi. | Open Subtitles | العمليه أُعطيت اسماً كودياً ( الا وهو ( الـقـدم الخـفيـفه |
Savaş ganimeti olarak verildi. | Open Subtitles | أُعطيت لي كغنيمة حرب |
sekiz yıl önce sana verilen robot resimdeki gibi bakmıyor bile, benzer bir yanı yok. | Open Subtitles | إنّه لايبدو مشابهاً للرسمة الّتي أُعطيت إليك قبل ثمان سنوات |
Bunun mantıklı olma sebebi şu, Büyükbabalarınıza verilen Sosyal Güvenlik hakkını onlar 65 yaşında aldılar ve 68'de işten ayrılmaları beklendi | TED | السبب فى أن ذلك شيء عقلانى جداً هو , عندما أُعطيت مزايا الرقم القومى لأجدادكم , فإنهما أخذوها فى سن 65 وكان من المتوقع أن يرحلوا فى سن 68 . |
Kendilerine verilen hindi, kabak ve geleneksel şükran günü yemeğinde pişirdiğimiz tüm yiyecekleri yiyerek. | Open Subtitles | ...الذي قضى على الكثيرين منهم، بتناولهم الأطعمة... ...التي أُعطيت لهم مثل لحم الديك الرومي والقرع... ...وكل الأطعمة التي تشكل وجبة عيدنا التقليدي... |
Ya açıkcası bu resmi bir ünvan değil, ama bana verilmiş görev gibi bir şey. | Open Subtitles | حسنا،هذا ليس لقبا رسميا لكنها مهمة أُعطيت لي |
Sekiz kurbanın her birine farklı dozlarda ilaç verilmiş. | Open Subtitles | كلّ ضحية أُعطيت كمية مختلفة من المخدرات |
Burada yazılanlara göre, emir Reichsführer tarafından verilmiş. | Open Subtitles | مكتوب هنا أن الأوامر ( قد أُعطيت من (الفوهرر |
Normal. Sakinleştirici verdiler. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد أُعطيت حبوب لا تقلق |
Bana yanlış rolü verdiler. | Open Subtitles | أُعطيت دورا لا يليق بي |
Novak davasını bana verdiler. | Open Subtitles | أُعطيت قضية (نوفاك) |
Belki de yarın sana bahşedilen yeteneği görürüz. | Open Subtitles | غدًا، سنرى أية هبة أُعطيت لكِ |
Yıllar önce bana verilmişti. | Open Subtitles | كان لديّ ساعةٌ مثل تلك أُعطيت لي قبل سنواتٍ عديدة |