Birden bire sırada bekleyen müşterinin parlak turuncu saçlı... korkunç çirkin bir kadın olduğunu fark ediyorum. | Open Subtitles | أُلاحظُ فجأة بأنّ الزبونَ القادمَ فظيعِ إمرأة بغيضة شَعرِها برتقاليِ فاقع |
Buna rağmen, fark ettiğim kadarıyla yanında değil. | Open Subtitles | بالرغم من أن، أُلاحظُ أنت ما عِنْدَكَ هو مَعك. |
Saçınızda az biraz limacoid fark ediyorum. | Open Subtitles | أُلاحظُ بأنّك عِنْدَكَ قليلاً limacoid في شَعرِكَ. |
Bazı şeyleri fark ederim, memur bey. | Open Subtitles | إنّي أُلاحظُ الأشياء أيّها الضّابط. |
Boşluğu fark ettiğimi görmüş olmalı. | Open Subtitles | رَأوا بأنّ أُلاحظُ الفراغَ. |