Yani, sen ona gülümsedin, o da sana gülümsedi. Sonra n'oldu? | Open Subtitles | إذن لقد إبتسمت لها، وهي ردت عليك بالإبتسامة، فماذا حدث لاحقا؟ |
Biraz uzun gülümsedi ki, ya deliydi ya da lezbiyen. | Open Subtitles | لقد إبتسمت لمدة طويلة، الأمر الذي يعني إما أنها مجنونة، |
Fakat sonra bu bebek bana gülümsedi. Onun bana ait olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولكن هذه الطفله إبتسمت ليّ فقررت أنها طفلتي |
15 dakika önce ona gülümsedim ve o zamandan beri arkasına dönüp bakmadı. | Open Subtitles | لقد إبتسمت له منذ 15 دقيقة ولم أنظر له من حينها |
Hızlı bir şekilde eliyle eteğini aşağıya indirdi ve bana gülümseyerek yanımdan geçti. | Open Subtitles | وبسرعة سيطرت عليه بيدها وعندما عبرت، إبتسمت |
Ben kıçımın üstüne bir ay yastık olmadan oturamazken, o bana güldü ve çekti gitti. | Open Subtitles | لقد إبتسمت و شقت طريقها بعيداً بها بينما أنا كنت قريباً من ضربى بالوسادة على مؤخرتى لمدة شهر قبل أن أجلس حتى |
Belki arada sırada gülümsesen bahşiş veririz. | Open Subtitles | ربّما سنعطيك البقشيش إذا إبتسمت بين الفينة و الأخرى |
Çok büyük bir risk aldım. Gülümsersen mutlu olurum. | Open Subtitles | حصلتعلىفرصةرائعةهنا، سأقدر الأمر لو إبتسمت |
Yalnız ve unutulmuşken, bir daha yüzüme bakmaz diye düşünürken, elimden tutup gülümsedi bana. | Open Subtitles | وحيدة ومنسية لم أظن أبدا أنها ستنظر إللي إبتسمت لي وحظنتني |
Fakat sonra bu bebek bana gülümsedi. Onun bana ait olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولكن هذه الطفله إبتسمت ليّ فقررت أنها طفلتي |
Ona "Ben bir inananım, bu berbat koşullarda yaşayan kadınların ve çocukların hayatta kalmak için inanca ihtiyacı var" dedim. Kurnazca gülümsedi. | TED | "وقلت له: انا مؤمنة و هناك نساء و اطفال في تلكم الأحوال المزرية يحتاجون إيمانهم للإستمرار" إبتسمت بمكر. |
Gayet güzel bir şekilde gülümsedi, tokalaştık,adını söyledi. | Open Subtitles | إبتسمت بشكل حلوّ، تصافحنا، قالت اسمها |
Büyükannen gülümsedi ve bana hiçbir şey anlatmadı. | Open Subtitles | جدتك إبتسمت وحسب ولم تخبرني بأي شيء |
Bir süre önce bana gülümsedi ve o zamandan beri bir daha bakmadı. | Open Subtitles | لقد إبتسمت لي منذ مدة ولم تنظر لي بعدها |
Sana şekerleme poşetini getirdiğimde bana gülümsedin. | Open Subtitles | لقد أحببت هذا! لقد إبتسمت لي عندما مررت لك كيس حلوى الخطمي! |
Gördün mü? Sen bile gülümsedin. | Open Subtitles | أترى، حتى أنت إبتسمت. |
Sonra gülümsedin tıpkı posterdeki asker gibi. | Open Subtitles | ولقد إبتسمت... كهذا الرجل فى الملصق. |
Ben de ona gülümsedim. | Open Subtitles | لقد كانت معجبة بي. لذا إبتسمت لها. |
Ona gülümseyerek, iyi bir evlat gibi önüne lanet çorbasını koydukça... her şeyin yolunda olduğunu düşünür. | Open Subtitles | إذا إبتسمت له وقدمت له حساءه اللعين . كالإبنة الجيدة , سيعتقد أن الأمر بخير |
Ben kıçımın üstüne bir ay yastık olmadan oturamazken, o bana güldü ve çekti gitti. | Open Subtitles | لقد إبتسمت و شقت طريقها بعيداً بها بينما أنا كنت قريباً من ضربى بالوسادة على مؤخرتى لمدة شهر قبل أن أجلس حتى |
En azından azıcık gülümsesen? | Open Subtitles | لكن هلا إبتسمت قليلا على الأقل؟ |
Gülümsersen yaralamaz | Open Subtitles | لن يضر إن إبتسمت |