Normalde Tek yönlü bir yolun ters yönünde 100 kilometreyle gidilmez. | Open Subtitles | عادة ، لن تسرعى حتى 65 فى طريق خاطئ بشارع إتجاه واحد |
Telefon görüşmesinin akustik analizi kavga seslerinin Tek yönlü olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | التحليل الصوتي للمكالمة تدل على أن صوت الشجار كان في إتجاه واحد فقط |
Bana sağ dönmemi söylediğiniz için şimdi Tek yönlü sokakta sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | لقد قلت لى أن أسلك هذا اليمين و الآن نحن عالقون في شارع ذات إتجاه واحد |
Zirveye ulaştığınızda, gidebileceğiniz tek yön vardır. | Open Subtitles | عندما تصل إلى القمة فهناك إتجاه واحد يُمكنك أن تمشي فيه |
- Suçlu iadesi olmayan ülkelere sadece gidiş uçuş rezervasyonu yaptırmış, | Open Subtitles | قامت بحجز رحلة طيران في إتجاه واحد الى دول ليس بها معاهدات لتسليم المجرمين |
Sabah bir yöne, akşamüstü başka yöne. Anladın mı? | Open Subtitles | .إتجاه واحد في الصباح وآخر في الظهيرة هل ترى هذا؟ |
Bildiğimiz şekliyle Zaman, sadece tek bir yönde algıladığımız bir boyuttur. | Open Subtitles | الوقت كما نعرفه، بُعد من الأبعاد نمارسه في إتجاه واحد فقط. |
- Nedense şu Asyalı fetişi olayı hep tek taraflı çalışıyor, hep beyaz adamlar Asyalı kadınlara yazıyor. | Open Subtitles | لسبب ما, ذلك الصنم الصيني : لا يحب ان يميل إلا إلى إتجاه واحد الرجال البيض يتزوجون النساء الآسيويات |
O'nu indirmek zorundaydım çünkü bu cadde Tek yönlü bir cadde, sonra eve geldiğimde kapının kilitli olduğunu gördüm. | Open Subtitles | كان عليّ إيصالها، لأنّ الطريق ذا إتجاه واحد فقط، و حينما عدت، رأيتُ أنّ... أنّ.. باب المنزل كان مفتوحاً |
O'nu indirmek zorundaydım çünkü bu cadde Tek yönlü bir cadde, sonra eve geldiğimde kapının kilitli olduğunu gördüm. | Open Subtitles | كان عليّ إيصالها، لأنّ الطريق ذا إتجاه واحد فقط، و حينما عدت، رأيتُ أنّ... أنّ.. باب المنزل كان مفتوحاً |
Tünelin Tek yönlü çalıştığını görmek çok üzücü. | Open Subtitles | إنه لمِن العار رؤية ذلك النفق يُستعمل في إتجاه واحد |
Tek yönlü yolda ters yöne gidiyoruz! | Open Subtitles | أننا سنذهب في الطريق الخطأ الطريق إتجاه واحد! |
Tek yönlü bir yolculuk olurdu. | Open Subtitles | كانت لتكون رحلة ذات إتجاه واحد |
Elysium Tek yönlü bir biletti. | Open Subtitles | لقد كانت هذه تذكرة سفر فى إتجاه واحد |
Tek yönlü yola tersten giriyor. | Open Subtitles | لقد دخل إتجاه واحد من الجانب المقابل. |
Cehenneme tek yön yolculuk. | Open Subtitles | رحلة في إتجاه واحد إلى الجحيم. |
- Tony, burası tek yön. | Open Subtitles | - ! تونى .. هذا طريق إتجاه واحد |
Evet, sadece gidiş için. | Open Subtitles | أجل، أجل، إتجاه واحد |
Vladivostok, sadece gidiş. | Open Subtitles | "فلاديفوستوك"، إتجاه واحد. |
İlk başta planlandığı gibi kamptan ayrılıp tek bir yöne gidemeyiz. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه بإمكاننا المغادرة وأن نسير في إتجاه واحد مثلما كان مقرراً |
Kan bir yönde akmaya başlar ve sonra yönünü değiştirir. | Open Subtitles | تقطير الدم يبدأ من إتجاه واحد ويغير مساره |
Gördüğün gibi dövülmek tek taraflı değildi. | Open Subtitles | كما ترى , الضرب لم يكن فى إتجاه واحد |