Başkan, beni bomba hakkında söylediğimden fazlasını bilmekle suçladı. | Open Subtitles | إتهمني الرئيس بمعرفة أشياء أكثر عن القنبلة لم أقلها له |
benim eğitim sürelerim dahah iyiydi, ve o beni hile yapmakla suçladı. | Open Subtitles | أوقات تدريبي كانت أفضل، وهو إتهمني بالغش. |
Seni fon konusunda kandırdıktan sonra mı? O da beni çocuk taciziyle suçladı. | Open Subtitles | إتهمني بشكل خاطئ بسوء معاملة طفل |
Özellikle de beni cinayetle suçlamış birinden. | Open Subtitles | خصوصا من الشخص الذي إتهمني بجريمة قتل |
Beni boş bir bira kutusu ile suçlayan son kişi Branch'ti. | Open Subtitles | أخر شخص إتهمني بسبب علبة بيرة فارغه كان برانش |
Ayrıca beni yanar-dönerlikle ve şeffaf olmamakla suçladı. | Open Subtitles | لقد إتهمني أيضاً بأني غريب وغير واضح |
Beni kıskanç olmakla suçladı... ne yapacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | إتهمني بالغيرة منه ولا أعلم ماذا أفعل. |
Yani Jason Teague beni, bana ait olmayan bir şeyi almakla suçladı. | Open Subtitles | . (جايسن تيغ)، ذلك كان هو... وقد إتهمني بأخذ ما ليس لي... |
Beni iki ayrı işte çalışmakla suçladı. | Open Subtitles | إتهمني أنه لدي عملين |
Eski erkek arkadaşım Pablo, kutsal emanetleri taklit etme suçundan tutuklanmadan önce beni belli tip erkeklerden hoşlanmakla suçladı. | Open Subtitles | قبل أن يتم إعتقال صديقي السابق (بابلو) بسبب تزويره لآثار دينيه إتهمني بأنني أنجذب |
George az önce beni cadılık ile suçladı. | Open Subtitles | جورج) إتهمني علناً للتو بالشعوذة)! |
Dün Gary Humphrey beni onların tarafında olmakla suçladı. | Open Subtitles | البارحة إتهمني (غاري) بأني مع صفهم |
Mağazadan biri beni casuslukla suçlamış. | Open Subtitles | شخص ما في المتجر قد إتهمني بأني جاسوس. |
Bu adamı tanıyor musun? Evet. Beni terörist olmakla suçlayan casus bu. | Open Subtitles | أجل,هذا الرجل الذي إتهمني بأنني إرهابي |