Etienne Sauret, "Dünya Ticaret Merkezi: | Open Subtitles | إتيان سيوريه كانت تصور برنامجها الوثائقى مركز التجارة العالمى: |
1992 yılında Fizikçi Etienne Lavigne'nin oğlu Jean Lavigne iki önemli şahsiyeti bir davet sırasında vurdu. | Open Subtitles | عام 1922 جون لفيجن نجل الطبيب إتيان لفيجن قام بإطلاق الرصاص خلال حَفْلَ اسْتِقْبال رَسْمِى لإثنان من الشخصيات رفيعة المستوى |
Meier, onu Etienne'e neden söylemedi merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل عن سبب عدم تحدّث (ماير) مع (إتيان) بشأنها |
Meier sana Etienne'in de tezgahınıza dahil olup olmadığını sorduğunda ona ne cevap verdin? | Open Subtitles | حين سألكِ (ماير) إن كان (مات إتيان) متورطاً بحيلتكِ , فبماذا أجبتيه ؟ |
Bay Etienne'in bir ilgisi olmadığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرته بأنّه لا علاقة للسيد (إتيان) بالأمر |
Matt Etienne'in dediğine göre çalışanlarından biri, ikimiz hakkında bir şeyler biliyormuş. | Open Subtitles | لقد أخبرني (مات إتيان) بأنّ أحد الموظفين لديه قد نشر شائعات بشأن علاقتنا |
Evet, Matt Etienne ile ilişkim vardı. | Open Subtitles | (أجل , لقد كنتُ أقيم علاقة مع (مات إتيان |
Bay Etienne, elimde arama emri var. | Open Subtitles | يا سيد (إتيان) , أملك مذكرة لتفتيش ملكيتك |
Bak bakalım Ann Meier ve Matt Etienne dedikleri saatte orada mıymış? | Open Subtitles | (و إن كان كلاً من (آن ماير) و (مات إتيان قد تواجدا هناك بالوقت الذي ذكره - حسناً - |
Verdiğin Conrad Etienne Moreau ismini araştırdım. | Open Subtitles | بحثتُ عن الاسم الذي أعطيتِني إيّاه، (كونراد إتيان مورو). |
Tanıştığım herkesin beni iki yanağımdan öptüğü Saint Etienne'den selamlar. | Open Subtitles | "تحياتي من (سانت إتيان)، حيث كل من أقابلهم يصرون على تقبيل الوجنتين" |
Paris'teki Etienne Dufour Galerisi seni temsil etmek istiyor. | Open Subtitles | معرض (إتيان دوفور) في (باريس) يريد أن يقدمكِ. |
Önümüzdeki sene sen ve Etienne'in... ders vermenizi iple çekiyorum. | Open Subtitles | أتطلع لعودتك أنت و(إتيان) للتدريس في العام المقبل |
Etienne'nin departmandan gittiğini düşününce belki senin üniversitedeki pozisyonunu değerlendiermeliyiz. | Open Subtitles | حسن، مع خروج (إتيان) من القسم ربما علينا إعادة النظر في منصبك بالجامعة أيضاً |
Açıkçası Juliette, sen ve Etienne her zaman beraber çalıştığınız için onun çalışmalarının nerede bittiğinden ve seninkinin nerede başladığından emin olamıyorduk. | Open Subtitles | بصراحة يا (جولييت) بما أنك أنت و(إتيان) كنتما تعملان معاً لا نستطيع التأكد تماماً |
Etienne'in benim çalışmalarımı yazdığını mı ima ediyorsunuz. | Open Subtitles | هل تلمحين إلى أن (إتيان) كان يكتب أوراق بحثي؟ |
Etienne uyuyor. Hala erken bir akşam yemeği için müsait misin? | Open Subtitles | (إتيان) نائم أما زلت متفرغاً لعشاء مبكر؟ |
Etienne'nin hemşireleri her gece ailelerine gitmek zorunda. | Open Subtitles | تتمكن ممرضات (إتيان) من العودة إلى المنزل كل ليلة إلى عائلاتهن |
Belki Etienne'in de onunla işin içinde olduğunu anladı. | Open Subtitles | ربما اكتشف بأنّ (إتيان) متورط معها |
Etienne bu günlerde iyi değil. | Open Subtitles | (إتيان) ليس بصحة جيدة هذه الأيام |