Bilinmedikleri için cevaplarını öğrenemeyeceğiniz sorulara odaklanacağız. | TED | سوف نركّز على الأسئلة التي لا يمكننا تعلّم إجاباتها لأنّها مجهولة. |
Biz millete her şeyi sorduk, cevaplarını da gayet biliyoruz. | Open Subtitles | لقد سألنا جميع الأسئلة ونعرف كل إجاباتها |
Sen kendi cevaplarını almaya çalışacaksın, onun cevaplarını değil. | Open Subtitles | مما يعني أن تركيزك سيكون للحصول على إجاباتك لا إجاباتها |
İşte yine başladık, cevabını çoktan bildiğiniz sorular soruyorsunuz. | Open Subtitles | هأنتِ ثانية، تسألين أسئلة تعرفين إجاباتها. |
Burada daha uzun kalmak için cevabını bildiğin sorular sorma. | Open Subtitles | توقف عن طرح أسئلة أنت تعرف إجاباتها ومن أجل أن تبقى هنا لوقتٍ أطول |
O hergele cevabını bilmediği soru sormaz. | Open Subtitles | ذلك الوغد لا يطرح أسئلة لا يعرف إجاباتها... |
Burası, Bones ve şaşıların cevaplarını aldığı yer. | Open Subtitles | إنه حيث تحصل بونز على إجاباتها. |
cevaplarını bilmediğin sorulardan. | Open Subtitles | أن تسأل أسئلة لا تعرف إجاباتها |
Ninem kestiriyordu. Bir süre sonra Siri de cevaplarını tekrara düştü. | Open Subtitles | مي-ماو) خاصّتي تأخذ قيلولة و بعد مدّة) بدأت (سيري) بتكرير إجاباتها |
Sonra cevaplarını kontrol ettim. | Open Subtitles | ثم أتحقق من إجاباتها |
Marshall cevaplarını bilmediğim bir ton soruya boğacaktı beni. | Open Subtitles | "وأما (مارشال) فسيسألني الكثير من الأسئلة لا أدري إجاباتها" |
Sürekli bana cevaplarını bilmediğim soruları soruyorsun. | Open Subtitles | انت تواصل طرح اسئلة لا أعلم إجاباتها -ثم تستاء عندما لا ... |
cevabını sevmeyeceğin sorular sorma. | Open Subtitles | لا تسألي أسألة لن تحبي إجاباتها |
cevabını bilmek istemediğin soruları sorma. | Open Subtitles | لا تسأل اسئلة لا تود سماع إجاباتها |
- Sayın Başkan, cevabını bilmek istemediğiniz sorular soruyorsunuz. | Open Subtitles | -سيدي الرئيس، إنك تسأل أسئلة لا تريد أن تسمع إجاباتها. |
Tyler Sarah'nın ölümü için suçlanıyor. Ve bu da cevabını veremeyeceği sorular doğuruyor. | Open Subtitles | (تايلر) ملاماً على مقتل (سارا)، و ثمّة أسئلة، ليست لديه إجاباتها. |