Bir kez daha rica ettim ve bir kez daha, ama gerçek bir cevabı hiç almadım. cevaplar saçmalıktan ibaretti. | TED | وطلبت ذلك منهم مرةً ، ومجددا ، ولم أحصل على إجابةٍ حقيقية. وكانت كلها إجاباتٍ واهية. |
Bak, bende senin kadar şaşkınım, bende cevaplar almak istiyorum. | Open Subtitles | انظر، إنّي بنفس قدر حيرتك، وأريد إجاباتٍ أيضًا. |
Biliyorum, kariyerimin çoğunu yapay zeka için kullandım, bizim için düşünme işinin bir kısmını yapabilecek, bize cevaplar verebilecek makineler üretmeye çalışmakta. | TED | أعرف ، لقد قضيت جزءً كبيراً من مهنتي في مجال الذكاء الإصطناعي ، في محاولةٍ لبناء اّلاتٍ تستطيع التفكير عنا ، وقد تعطينا إجاباتٍ على الأسئلة. |
Ve, FBI içindeki en yetenekli insan avcısının da yardımıyla cevapları çok yakında bulabileceğiz. | Open Subtitles | وبمساعدة أفضل صيّاد بالمباحث، سنحصل على إجاباتٍ قريباً |
Bu insanların çoğu aradıkları cevapları burada bulamayacak. | Open Subtitles | "لن يجد معظهم هؤلاء الناس إجاباتٍ هنا" |
Melanie cevapları her şeyden çok istiyor. | Open Subtitles | أنا أعلم أن (مليني) تريد إجاباتٍ أكثر من أي شيءٍ أخر |
Bu karşılaşmalar bize cevaplar sunmak yerine | TED | هذه التحديات لا تعرض إجاباتٍ سهلة. |
Bazı cevaplar için gezegene ineceksin. | Open Subtitles | إنّكم تهبطون للكوكب بحثًا عن إجاباتٍ. |
Bize bazı cevaplar verebileceğine inanıyorduk. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.ظننّا أنّك قد تحوزين بضعة إجاباتٍ لنا |
Baba, bana cevaplar vereceğini söylemiştin ama beklemekten bıktım usandım artık. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}،أبي، قلتَ أنّكَ ستعطيني إجاباتٍ و قد سئمتُ الانتظار |
Annem de bir şekilde dahil oldu. Bana cevaplar lazım. | Open Subtitles | ، كاد (براندون جايمس) أن يقتل أبي وإنّ والدتي متورطة بطريقةٍ ما، أحتاج إجاباتٍ. |
Ama bazı cevaplar istiyor, Annalise. | Open Subtitles | (لكنها تريد إجاباتٍ (آناليس |