"إجبارها" - Traduction Arabe en Turc

    • zorlayamam
        
    • zorla
        
    • zorlayamayız
        
    • zorlamak
        
    • zorlanmış
        
    • zorlayamazsın
        
    • zorlanamaz
        
    • zorlamalıyız
        
    Benimle evlenmesini istedim. Onu zorlayamam ya. Kararını kendi vermeli. Open Subtitles لقد طلبت منها الزواج ، لا يمكننى إجبارها عليها أن تقرربنفسها
    Demek istediğim şey, avukatıyla konuştum, onu burada kalması konusunda zorlayamam. Open Subtitles وفق محاميها، لا يمكنني إجبارها على البقاء
    Peki, bu sabah için yapmam gereken birkaç şey var ama işim biter bitmez, onu gerekirse zorla doktorun ofisine kendim götüreceğim. Open Subtitles حسناً, لدي بِضعاً من الأشياء ،لعملها هذا الصباح .. ولكن عندما أنتهي، سأوصلها إلى مكتب الدكتور بنفسي حتى وإن اضطررت إلى إجبارها
    - Korkuyorsa onu zorlayamayız. - O halde ne yapacağız? Open Subtitles لا نستطيع إجبارها إذا كانت خائفة - إذن ماذا نفعل؟
    - Evlenmeye zorlamak onu iyi mi yapacak? Open Subtitles إجبارها على الزواج من بوبي هو ستعمل تحقيق ذلك؟
    Çünkü ev sahibi kadın beni içeri almamak üzere zorlanmış durumda. Open Subtitles لأن المرأة التى تملك المنزل تمّ إجبارها ألاّ تسمح لى بالدخول.
    Tamam, büyük güzel bir hareket, istediğini biliyorum, ama bunu zorlayamazsın. Open Subtitles حسنا، أنا أعرف أنك تريد بعض كبير، الخطوة بارد، ولكن يمكنك وأبوس]؛ ر إجبارها.
    Eğer kızının yapmak istemediği buysa onu zorlayamam. Onlar 14'ünde. Open Subtitles بسبب أنه إن لم تكن ابنتك تريد القيام به لا أستطيع إجبارها
    Demek istediğim şey, avukatıyla konuştum, onu burada kalması konusunda zorlayamam. Open Subtitles وفق محاميها، لا يمكنني إجبارها على البقاء
    Gitmesi için onu zorlayamam. Ona tekrar yaklaşmam için sakinleşmesini beklemek zorundayım. Open Subtitles لا أستطيع إجبارها على الرحيل سأتركها تهدأ قبل أن أكلّمها ثانية
    Noel'i sevmeye zorlayamam onu. Open Subtitles ماذا أستطيع أن أفعل؟ لا يمكنني إجبارها على حب أعياد الميلاد.
    Elinden geleni yapıyor. Ona zorla yediremeyiz. Open Subtitles إنّها تبذل مافي وسعها لايمكننا إجبارها على تناول الطعام
    zorla olmaz. Onu ikna etmen lâzım. Open Subtitles لا يمكن إجبارها يجب أن تتم ملاطفتها
    Chloe, zorla yapamam. Neden olmasın? Open Subtitles كلوي ، لا أستطيع إجبارها على الخروج
    - Korkuyorsa onu zorlayamayız. - O halde ne yapacağız? Open Subtitles لا نستطيع إجبارها إذا كانت خائفة - إذن ماذا نفعل؟
    - Theresa, Eddie'den ayrıImaya kendi karar vermeli. Onu zorlayamayız. Open Subtitles . (‏(تيريزا) يجب أن تقرر بنفسها أن تترك (إدى . نحن لا نستطيع إجبارها
    Onu zorlayamayız. Open Subtitles لايمكننا إجبارها
    Onu bu şekilde tanıklığa zorlamak bana pek doğru gelmiyor. Open Subtitles فليس من المعدلِ إجبارها الحديث في الشّهادة.
    Kötü şeyler yapmaya zorlanmış, iyi bir ajandı. Open Subtitles عميلة جيدة تم إجبارها لفعل بعض الأشياء السيئة
    Ama seçim yapması konusunda zorlayamazsın. Open Subtitles .... لكن لا يمكنك إجبارها على الاختيار بين
    Mimardan katedralin sağlam olduğuna dair güvenceyi aldık ve ayrıca Kraliçe de uzun zaman önce yaptığı bu planı değiştirmeye zorlanamaz. Open Subtitles لدىّ كلمة مساح الأراضى بشأن سلامة الكاتدرائية وجلالة الملكة لا يمكن إجبارها لتغيير المخطط له منذ وقت طويل
    İdarecileriyle tekrar temasa geçmesi onu zorlamalıyız. Open Subtitles علينا محاولة إجبارها وجعل الاتصال في متناول اليد ثانيةَ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus