Dediklerine göre bugün iki milyon kişi tahliye edilecekmiş. | Open Subtitles | ويقول إنه مليونين من الناس سيتم إجلائهم اليوم |
Şu anda buradan tahliye edilldiğini farzettiğimiz insanlara? | Open Subtitles | القوم الذى يجب أن نفترض أنه يتم إجلائهم من المنطقه |
Bu sadece bize katılacak. Los angeles artık bir bütün tahliye ediliyor. | Open Subtitles | مع تلك مجرد الانضمام إلينا، وكلها لوس انجليس الآن إجلائهم. |
Evet, bana kalırsa onlar tahliye edildi. | Open Subtitles | نعم. في رأيي الشخصي، يتم إجلائهم. |
Civardaki bütün çocukların tahliye edildiğini sanıyordum. Edildiler. | Open Subtitles | أعتقدت بأن كل الأطفال تم إجلائهم من هنا |
Yani onları tahliye etmemize gerek yok mu? | Open Subtitles | أنت تقول نحن لسنا بحاجة إلى إجلائهم... |
Tüm siviller tahliye edildi. | Open Subtitles | كلالمدنينتم إجلائهم. |
- tahliye planlarından kendileri sorumlu. | Open Subtitles | هم مسؤولون عن إجلائهم بمفردهم -من (سوريا)؟ |