Onu tecrit altına alıp elimden geldiğince ihtiyaçlarıyla ilgilendim. | Open Subtitles | قمتُ بعزلها وتوفير إحتياجاتها بأفضل ما يمكنني |
Onu destekledi, karantinasının sorumluluğunu üstlenmeyi kabul etti, ihtiyaçlarıyla ilgilendi. | Open Subtitles | لقد تطوع لمُساعدتها وافق على تحمل المسئولية لإقامة الحجر الصحي الخاص بها ، وليجلب لها إحتياجاتها |
Bizi dünyasının içine kapatıyor ki sadece ihtiyaçlarıyla ilgilenelim, bu iki. | Open Subtitles | ثانيا، تبقينا مُحاصرين بعالمها حتّى يكون كلّ ما نكترث له هو إحتياجاتها |
Pekâlâ, sonra onu isteklerini benden iyi karşılayabilecek bir arkadaşıma pasladım. | Open Subtitles | حسنا ، لقد أعطيتاه لصديق ـ والذى يستطيع أن يساعدها فى إحتياجاتها أفضل منى |
Anna pazartesi günü, ihtiyaçlarını doğru dürüst karşılayabilecek bir akıl hastanesine kapatılacak. | Open Subtitles | يوم الأثنين، سوف تنقل (آنا) إلى المصحة التي يُمكن أن تعالج إحتياجاتها بشكل صحيح. |