Kuzey kutup bölgesinde bu zincirleme bir tepkime başlatabilir, çünkü ısınan su daha çok buz eritir ve daha çok su açığa çıkarır. | Open Subtitles | في القطب الشمالي، قد يُطلق هذا سلسلة تفاعلات ما دام الماء المتزايد في سخونته مستمرٌ في إذابة جليد أكثر، معرّصاً المزيد من الماء لأشعة الشمس |
Nasıl bir ateş taşı eritir ki? | Open Subtitles | اجلبها حول! ماهي النيران التي تستطيع إذابة الصخور ؟ |
Sirke varmış, ama birini salata sosunda eritmek biraz zor olur. | Open Subtitles | الخل، لكن من الصعب قليلاً إذابة شخص في صلصة السلطة. |
Katili onun cesedini eritmek için potasyum hidroksit kullandı. | Open Subtitles | قاتله حاول إذابة جثته في محلول هيدروكسيد البوتاسيوم |
İlkbahar yaza döndüğünde, güneşin ısısı denizdeki buzları eritmeye başlar. | Open Subtitles | حال تحول فصل الربيع إلى الصيف تبدأ حرارة الشمس في إذابة البحر الجليدي |
"Heidi"yi okuduğumuz zamanları hatırlıyor musun? Ve peyniri şöminede eritmeye çalıştığımızı? | Open Subtitles | أتتذّكرين عندما قرأنا "هايدي" ومِن ثم حاولنا إذابة الجبنة في المدفأة؟ |
Buz eritip bir günlük depolayabilirler. | Open Subtitles | يجب إذابة الثلج والحصول على الماء الكافي ليوم. |
Asistanım Emily bu araba kapısının kolundaki buzu eritmeyi deneyecek. | Open Subtitles | مُساعدتي إيميلي ستحاول إذابة الجليد عن مقبض باب سيارتها |
Doğru. Ayrıca bazı sıvılar plastiği eritir. | Open Subtitles | إنّها محقة، وأيضاً يمكن لبعض المذيبات إذابة البلاستيك... |
- Ne tür asit bir vücudu eritir? | Open Subtitles | -أي نوعٍ من الأحماض يمكنه إذابة جثة؟ |
Ama biri takip edilmek istemezse, yağ aldırmada çıkarılanlar gibi kendi yağlarını eritmek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | لكن لو لم يشأ أحد أن يدل عليهم، فإن بإمكانهم صناعته بطريقتهم بواسطة... إذابة الشحوم، |
- Katranı eritmek derken neyi kastediyorsun? | Open Subtitles | ماذا تقصد، إذابة القطران؟ |
- Yağı eritmek lazım. | Open Subtitles | -لابد من إذابة الزبدة |
Deniz buzunu eritmeye başlar. | Open Subtitles | إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج... ذلك حيث تصطاد الفقمة... |
Deniz buzunu eritmeye baslar. | Open Subtitles | إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج... |
Renee ile aranızda yaşananları düzeltmemin, buzları eritmeye biraz yardımı olur diye ummuştum. | Open Subtitles | أنت تعلم، آملت أن بإصلاح الأشياء (بينك وبين (رينيه سيساعد على إذابة الجليد قليلا |
Şu anda, bildiğimiz aktivite, buzu eritip suya dönüştürüyor olabilir. | Open Subtitles | يمكن لذلك النشاط الذي نعرفه أن يكون مستمراً في إذابة الجليد حالياً خالقاً الماء |
Eşyaları eritmeyi çok seviyordu. | Open Subtitles | هو يحب إذابة الأشياء ! |