O zaman kalbinin söylediğini yapmalısın ama daha otoriter bir şekilde. | Open Subtitles | إذاً فعليك أن تفعل ما يمليه عليك قلبك مع مزيد من القوة. |
O zaman kendi taçlandırmalısın. Kule'deki o çocukların öyle bir hakkı yok. | Open Subtitles | إذاً فعليك أن تتوج نفسك، لأن هؤلاء الفتية الذين بالبرج ليس لديهم ألقاب. |
O zaman ona gelip bunu söylemeye zorlamalısın. | Open Subtitles | أجل إذاً فعليك جعلها تأتي و تقول هذا |
O zaman dikkatlice dinle. | Open Subtitles | إذاً فعليك أن تنصت إليّ بآذان صاغية، |
O zaman başladığın işi bitirmelisin. | Open Subtitles | إذاً فعليك أن تُنهي ما بدأتُه. |
Onlar buraya gelmeden önce gitsen iyi olacak O zaman. | Open Subtitles | إذاً فعليك الرحيل قبل أن يأتوا |
O zaman onun yerine düşünme işini sen yapmalısın. | Open Subtitles | إذاً فعليك بالتفكير له. |
O zaman engel olmak zorundasın. | Open Subtitles | إذاً فعليك أن توقف ذلك |
O zaman Asa'nın gittiğinden emin olsan iyi olur. | Open Subtitles | إذاً فعليك التأكد بأن (آسا) رحل أيمكنك فعلها؟ |