Bir daha benimle böyle konuşursan adamlarım senin boğazını keserler! | Open Subtitles | إذا تحدثت إلى هكذا مرة أخرى سأجعل رجالى يقطعون عنقك |
Bir daha benimle bu şekilde konuşursan dilini keser ve onu köpeklere atarım. | Open Subtitles | إذا تحدثت إلي هكذا مرة أخرى سوف اقطع لسانك وأطعمه لكلابي |
Onunla yüz yüze Konuşursam beni gitmemem için ikna edebilir. | Open Subtitles | إذا تحدثت معه أنا, أكيد سوف يقنعني بعدم فعل ذلك |
Eğer buradan burnumdan Konuşursam farkı duyabilirsiniz. | TED | لذا إذا تحدثت من أعلى عند الانف فيإمكانكم سماع الفرق |
Ve belli yöneticilerle konuşursanız, çalışanlarının evden çalışmasını istemezler bu şeyler yüzünden. | TED | إذا تحدثت إلي بعض المدراء سوف يقولون لكم انهم لا يريدون من موظفيهم العمل في المنزل بسبب هذه الإضطرابات. |
Konuşmadığımız kişilerle konuşursanız, konuşmadığımız kişilerle konuşmuş olur musunuz? | Open Subtitles | إذا تحدثت عن هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم ألم تتحدث عن الموضوع الذى لا نتحدث عنه؟ |
Bir ekonomi uzmanına sorsanız size İsveç'in kişi başı milli gelirinin 50 bin dolar civarında olduğunu söyler. | TED | إذا تحدثت مع خبراء اقتصاديين، ربما يخبروك أن معدل دخل الفرد في السويد حوالي خمسون ألف دولار في السنة |
Eğer polise konuşursan, seni bulmam zor olmayacak, beni anlıyor musun? | Open Subtitles | ومعي رخصة قيادتك إذا تحدثت إلى الشرطة، لن يكون من الصعب العثور عليك، مفهوم؟ |
Onunla konuşursan bize yerini söylemek zorundasın. | Open Subtitles | إذا تحدثت معه فلديك إلتزام لتخبرينا أين هو |
Bunun gibi bir daha benimle konuşursan çok tatsız bir kazayla karşı karşıya kalırsın. | Open Subtitles | إذا تحدثت إليّ مثل ذلك ثانيةً ستتقابل مع الفظيع |
Ama eğer biriyle konuşursan birinden yardım istersen ya da aptalca bir şey yaparsan bir telefonuma bakar. | Open Subtitles | لكن إذا تحدثت لأي شخص إذا طلبت المساعدة أو قمت بأي تصرف غبي |
Bize yardım edersen, eski bağlantılarınla konuşursan, belki onu yakalayabiliriz. | Open Subtitles | إذا ساعدتنا، إذا تحدثت إلى مُتصليك القُدامى، ربما نكون قادرين على إيجاده. |
Eğer onunla Konuşursam ve gerçekten dallamanın teki olduğu ortaya çıkarsa, sil baştan, her türlü adaletsizliğe karşı, yoluna çıkmam gerekecek. | Open Subtitles | لأني إذا تحدثت معها، واتضح أنها حمقاء، ومرة أخرى، أنا لا أريد أن أكون ذلك الفتى الذي يواجهها على كل جُرمٍ صغير |
Buraya gelen adamlar eğer herhangi biriyle Konuşursam, işimi kaybedeceğimi söylediler. | Open Subtitles | الرجال الذين أتوا لهنا.. قالوا بأنه إذا تحدثت لأي شخص, فسأفقد عملي. |
Belki mikrofona Konuşursam daha iyi anlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما إذا تحدثت فى الميكروفون ستسمعني بوضوح |
Eğer onunla Konuşursam ve gerçekten dallamanın teki olduğu ortaya çıkarsa, sil baştan, her türlü adaletsizliğe karşı, yoluna çıkan adam olmam gerekecek. | Open Subtitles | لأني إذا تحدثت معها، واتضح أنها حمقاء، ومرة أخرى، أنا لا أريد أن أكون ذلك الفتى الذي يواجهها على كل جُرمٍ صغير |
Seninle Konuşursam, işim biter | Open Subtitles | أنا مراقب ، سأحسر وظيفتى إذا تحدثت إليك ، بغض النظر عن هوية القتلى |
Calais'ye gidip mültecilerle konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler, mühendisler, grafik tasarımcıları, çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız. | TED | إذا تحدثت مع اللاجئين في كاليه فستلتقي بمحامين وسياسيين، ومهندسين ومصممي طباعة ومزارعين وجنود. |
Eğer İngilizce konuşursanız, daha az rahatsızlık verirsiniz. | Open Subtitles | ستوفر عليّ الكثير من العناء إذا تحدثت بالإنجليزية |
Konuşmadığımız kişilerle konuşursanız, konuşmadığımız kişilerle konuşmuş olur musunuz? | Open Subtitles | إذا تحدثت عن هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم ألم تتحدث عن الموضوع الذي لا نتحدث عنه ؟ |
Onlarla konuşsanız ve sorsanız, "Sosyal hayatın nasıl?" | TED | إذا تحدثت إليهم، وقلت، " كيف تبدو علاقاتك الإجتماعية؟" |