Eğer bitirmeme izin verirsen bitirebilirim. | Open Subtitles | إذا تَركتَني أَنهي، ثمّ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَنهيه. |
O kanıtı toplamama izin verirsen bunu başkasına yapmasına engel oluruz. | Open Subtitles | إذا تَركتَني أَتعافى ذلك الدليلِ، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتوقّفَه مِنْ عَمَل هذا إلى شخص آخر. |
Sana akşam yemeği ısmarlamama izin verirsen, daha iyi olur. | Open Subtitles | يَحْصلُ على المراهنِ المستويِ إذا تَركتَني أَشتريك عشاءَ. |
Dün de söyledim yalnızca yaranın durumunu izlememe izin verirsen yardım edeceğim. | Open Subtitles | أُسايرُ هذا فقط إذا تَركتَني أُراقبُ جرحكَ. |
Şey, Sunshine Square anlaşmasını dün başarıyla bitirdim, ve şimdi sınav için onlara yardım ediyorum, kendi takımımı kurmama izin verirsen memnun olacağım, bir şey yapmaya çalıştığımda önümü kesmeye kalkma. | Open Subtitles | حَسناً، قَفلتُ صفقة الساحه المشمسه أمس، لذا الآن هم يسَاعَدَوني على التحكيمِ، وأنا أُقدّرُك إذا تَركتَني أتعامل مع فريقَي الخاصَ، |
- Onlar da? İzlememe izin verirsen söylerim. | Open Subtitles | أنا سَأُخبرُكِ إذا تَركتَني أُراقبُ. |