| Bankada sizin için yapabileceğimiz bir şey varsa, söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكننا القيام به لك في المصرف، فأعلمنا بذلك |
| Candice, bu lanet olası şehirde güzel bir şey varsa, görmek için her şeyimi veririm. | Open Subtitles | كانديس، إذا كان هناك أي شيء جميل في هذا المدينة الفوضويه ، أنا أحب رؤيته. |
| Hakkında bilmediğim ancak yardım edebileceğim bir şey varsa söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا كان هناك أي شيء عنك ربما لا أعرفه ويجب علي معرفته. |
| - Çevir sesi var. - Bakalım yiyecek bir şey var mı? | Open Subtitles | ـ توجد حرارة ـ لنرى ما إذا كان هناك أي شيء للأكل |
| Ekipmanlarımız hakkında bilmek istediğiniz Birşey olursa size açıklamaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء كنت ترغب لمعرفة معداتنا وسأكون سعيدا لشرح ذلك لك |
| Eğer sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
| Bak, bu olaydan öğrendiğim bir şey varsa, o da pisliklerle baş etmeyi öğrenmem gerektiğidir, özellikle bebek geldiği için. | Open Subtitles | إنظروا ، إذا كان هناك أي شيء تعلمته من كل هذا هو أنه يجب علي أن أتعامل مع الفوضى خصوصاً بقدوم الطفل |
| Eğer yapabileceğim başka bir şey varsa, bilmem yeter. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء آخر أستطيع فعله, فقط أخبرني |
| Eğer yapmamı istediğiniz bir şey varsa çabucak yapayım . | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء تحتاج مني أن أفعل بسرعة... |
| Yani, eğer paylaşmak istediğin bir şey varsa şimdi tam zamanı. | Open Subtitles | لذا، إذا كان هناك أي شيء ترغب بقوله الآن فرصة مناسبة لقوله |
| Yapabileceğim herhangi bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً، إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به.. |
| Senin için yapabileceğim başka bir şey varsa haber ver, Carlie. | Open Subtitles | أخبريني إذا كان هناك أي شيء يمكنني فعله، كارلي |
| Yapabileceğim başka bir şey varsa, lütfen... | Open Subtitles | التي طلبها. إذا كان هناك أي شيء آخر يمكنني القيام به، من رجاءً. |
| Eğer kafana takılan bir şey varsa, bana anlatabilirsin. | Open Subtitles | تعلم, إذا كان هناك أي شيء يجري معك, يمكنك التحدث معي |
| Kundakçılar hakkında bildiğimiz bir şey varsa o da hedeflerinin yanarken seyretmeyi sevmeleridir. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء نعرفه عن حشرات النار,فهو أنهم يحبون مشاهدة أهدافهم تحترق. |
| Yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء أستطيع أن أفعله لكِ؟ |
| Bak bakalım şu telleri kesecek bir şey var mı? | Open Subtitles | ابحثي إذا كان هناك أي شيء لقطع هذا السياج |
| Benim yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | لا بأس, إذا كان هناك أي شيء يمكن أن أفعله؟ |
| Bana A.J.'le aramızda eğer Birşey olursa haber vermemi istemiştin. | Open Subtitles | لذا طلبتم مني أن أخبركم إذا كان هناك أي شيء يحدث معي و (اى جى) |
| - bir şey olursa, yerimi biliyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء آخر؛ أنت تعرف أين تجدني |
| Yardımcı olabileceğim en ufak bir şey olursa lütfen beni ara. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني فعله للمساعـدة... رجاءً أتصلي بـي |
| Eros'ta geriye bir şeyler kaldıysa buluruz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء تبقى من ايروس هناك فسوف نجده |
| Bana anlatmak istediğin bir şey olursa... davayla ilgili olmak kaydıyla,... beni ara. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء تريد تخبرني به يرتبط بالقضية أتصل بي |