E peki yandaki masada durmasını istemiyorsan nerede durmasını istiyorsun? | Open Subtitles | إذا لم ترد أن يكون على الطاولة أين تريد أن أضعه؟ |
Özrümü kabul etmek istemiyorsan, yapabilecegim bir sey yok. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن تقبل هذا لا أعرف ما يمكنني فعله لك |
Böyle tamir edilmesini istemiyorsan, ona dikkat et ki kırılmasın. | Open Subtitles | ,إذا لم ترد أن يتم إصلاحها بهذه الطريقه فكن حذرا عندما تلعب بها حتى لا تتحطم |
20 yıllık kariyeri olan bir usta tarafından teker teker işlenen şeyi toprağa gömmemi istemiyorsan... | Open Subtitles | إذا لم ترد أن ترتدي ذلك الكفن الذي قام بحياكته قطعة بقطعة العبقري الذي يملك خبرة عشرون سنة |
Eğer bir konunun açılmasını istemiyorsan, sen açmayacaksın. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن يذكر أي أحد الأمر كــان حري بك ألا تذكــره. |
Arabayla çarpmamı istemiyorsan arabayla çarpmamı söyleme o zaman! | Open Subtitles | نوع من القماش إذن لا تطلب مني أن أصدمك بسيارتي إذا لم ترد أن أصدمك بسيارتي |
Ayrıcalığını kaybetmek istemiyorsan, o kavgaya hiç girmeyecektin. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن تفقد امتيازاتك ما كان لك أن تبدأ ذلك العراك ما كان يجب عليك أن تبدأ بهذا العراك |
Ona merhamet göstermek istemiyorsan bana göster. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن تظهر له الرحمة، فأرني رحمتك |
Bak, şu anda seni görmesini istemiyorsan, kapıdan uzak durman şart. | Open Subtitles | يا إلهي انظر، إذا لم ترد أن تراكَ الآن، يجب عليكَ أن تبتعد عن الباب |
Burada çalışmamı istemiyorsan... | Open Subtitles | للمجيء من أجل مقابلة إذا لم ترد أن |
Bunu yapmak istemiyorsan, neden geldin? | Open Subtitles | إذا لم ترد أن تفعل ذلك، لماذا أتيت؟ |
- Söyleyeceklerimi dinlemek istemiyorsan şimdi susayım. | Open Subtitles | - إذا لم ترد أن تسمع ذلك سأصمت؟ |
Sevgili Chester's Mill'in açlıktan ölmesini istemiyorsan emirlerime uyacaksın. | Open Subtitles | لذا إذا لم ترد أن يموت أهل (تشيستر ميل) جوعًا فأنصحك بالامتثال لأوامري |