Eğer bunları işe almayacağım dersen, söyle ben istifa edeyim. | Open Subtitles | إذا لن توافق على توظيف هؤلاء أخبرني الآن حتى أستقيل |
Eğer bir sorun çıkmazsa, çok zengin olduk demektir. | Open Subtitles | إذا لن تكون هناك مشاكل سنصبح اغنياء جداً |
Eğer beni dinlemiyeceksen bile, bebeği dinle. | Open Subtitles | إذا لن تستمع لي أنت ستستمع إلى الطفل الرضيع |
Çünkü ailesinin parası varsa, O zaman senden hiçbir şey istemez. | Open Subtitles | لأنه إن كان لعائلتها نقود إذا لن تريد أي شيء منك |
O zaman, eski günlerin hatırına etrafa bir göz atmama bir şey demezsin. | Open Subtitles | إذا لن تمانع إن ألقيت نظرة بالمكان، كما تعلم، إكراماً للأيام الخوالي. |
O bebeği istiyorum. Eğer vermezsen, ateş edeceğim. | Open Subtitles | أريد هذا الطفل الرضيع إذا لن تعطينيها ساطلق النار |
Tamam, Eğer benimle konuşmayacaksan belki de Amanda'yla konuşmak istersin! | Open Subtitles | حسنا، إذا لن تتكلّم معي ربّما تودّ أن تتكلّم مع أماندا |
Angel Eğer söylediğin doğruysa, Darla'yı kurtarmak mümkün değil. Artık çok geç. | Open Subtitles | لو كان ما قلته صحيحاً إذا لن تنقذها, لقد تأخرت كثيراً |
Eğer bir balık yakalayamayacaksam, bari büyük bir balık yakalayamayayım. | Open Subtitles | .. إذا لن اصطاد سمكة فمن المؤكد انني لن اصطاد سمكة كبيرة |
Eğer vurmayacaksan, bari kung fu falan yap ta, tekmele şunun kıçını. | Open Subtitles | إذا لن تقوم بضربه بالمسدس، إضربه بالكونغ فو في .مؤخرته أو في شيء آخر |
Eğer vurmayacaksan, bari kung fu falan yap ta, tekmele şunun kıçını. | Open Subtitles | إذا لن تقوم بضربه بالمسدس، إضربه بالكونغ فو في .مؤخرته أو في شيء آخر |
Eğer bir saate kadar çıkmazsan, peşinden gelirim. | Open Subtitles | إذا لن تخرجي من هناك بعد ساعة .. سأدخل خلفكِ |
Eğer birlik olmazsak, buradan canlı çıkamayız. | Open Subtitles | إذا لن نقف مع بعضنا البعض، فلن نخرج من هنا أحياءاً |
Eğer dövüşü kaybetmezsen, ellerini kollarını sallayarak çekip gidecekler. | Open Subtitles | إذا لن تخسر النزال متعمداً فهؤلاء سينجون من التهرّب الضريبي |
Peki, Eğer danışmanım olursan, bankayı gezebilir miyiz? | Open Subtitles | حسنا,إذا لن تكون مثلى الأعلى فهل لى بجولة؟ |
O zaman bazı şeyler incitmez değil mi? | Open Subtitles | إذا لن يجرحك الامر لتكتشفى ما إذا كانت الارض خصبة , أليس كذلك ؟ |
O zaman etrafa bakmamıza bir şey demezsin? | Open Subtitles | حسنا إذا, لن تمانع إن فتش رجالنا المكان؟ |
Yani şu an ona bir telefon açsan sıkıntı olmaz O zaman? | Open Subtitles | , إذا لن تكون لديك مشكلة , إذا إتصلتٍ به لاحقا |
Ama bir şampanya şişesini geri dönüşüme atmazsan yandın O zaman kimse seninle asansörde sohbet etmez. | Open Subtitles | إلا إذا قمت بتدوير زجاجة من عصير التفاح الفوار. إذا لن يتحدث أحد إليك فى المصعد. |
Tamam. O zaman moral konuşmasını size anlatmayacağım. | Open Subtitles | حسنا، إذا لن أخبركم حتى بشأن الطابور المدرسي |
O zaman donun ıslak mı diye bakmamızın bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | إذا لن تمانع اذا تفحصنا سروالك ! الداخلي بحثاً عن نافورة هيرشي |