Yani Art'la bir şeyleri düzeltmenin bir yolu olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّه لا توجد طريقة لإصلاح الأمور مع آرت؟ |
Yani diyorsun ki, güvercinci herif haricindeki yattığın, adamların tümüyle aranızda bağ vardı. | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنه بصرف النظر عن صاحب الحمام هناك رابط مع كل أولئك الذين ضاجعتهم |
Yani sence, insanlar beni mükemmel mi buluyor? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أن الناس تظن أننى مثاليــــــــة؟ |
Yani şimdi bununla bir ilgin olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنه لا علاقة لكِ بهذا الأمر |
Yani bir isyan başladı ama bunu hatırlamıyorum diyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنكِ بدأتِ شجاراً بالأمس لكنك لا تذكرين ؟ |
Aşkın aptalca ve mantıksız olduğunu söylüyorsun Yani. | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أن الحب حماقة و غير منطقي |
Yani San Francisco'nun büyüdüğün yer olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أن سان فرانسيسكو ليس مكان نشأتك |
Yani bana birini öldürdüğünü, sonra da cesedin ortadan kaybolduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين لي أنّكِ قتلتِ رجلاً، وبعد ذلك إختفت الجثّة؟ |
Suratı komple buralara dağıldı Yani. | Open Subtitles | مدهش ، إذن أنتِ تقولين أن وجهه تفجر وتبعثر في أرجاء المكان. |
Yani kordonun içinin güvenli olduğunu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّ الوضع آمن داخل الحاجز الوقائيّ؟ |
Yani onların kendi kendilerine hareket ettiklerini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّهم يتحرّكون بأنفسهم؟ |
Yani aura'mın renk değiştirdiğini mi söylüyorsun. | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين ان هالتي تغير لونها |
Yani diyorsun ki, bir şans var. | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنْ هناك إحتمال |
Yani diyorsunuz ki adam pencereden düştü ve sizin aklınıza 911'i aramak yerine kaçmak geldi. | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّه... سقط من النافذة، وغريزتكِ الأولى لم تكن الإتّصال بالطوارئ، وإنّما الهرب؟ |
Yani, Alison'un Barnes'ı öldürmeye gittiğini ama bu işi yapamadığını sonra abisini çağırdığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أن(أليسون ) ذهبت إلى هناك لتقتل (بارنز)، ولكنها لم تتمكن من إنجاز المهمة، ثم قامت بالإتصال بأخيها؟ |
Yani demek istediğin Bizim biyolojik babamız... | Open Subtitles | (إذن, أنتِ تقولين أن (أرنولد شوارزنيجر |
Yani birinin Bobby Mann'in durumunu bildiğini onu öldüreceğini bilerek kızılcık suyuna balzamik sirke eklediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّ شخصاً ما عرف عن حالة (بوبي مان)، ووضع الخل البلسمي في عصير التوت البرّي الخاصّ به مع علمه أنّه سيقتله؟ |
Yani, Anne'in primatlar ile çalışması ve Koca Ayak'ın izlerinin bulunduğu bir yerde öldürülmesinin sadece bir tesadüf olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّها كانت مُجرّد صُدفة أنّ (آن) كانت تعمل مع الحيوانات الرئيسات وقتلت في ظروف غامضة حيث تمّ إيجاد آثار أقدام لذو القدم الكبيرة؟ |
Yani demek istediğin bu adamın Ella'yı koz olarak kullanmasının nedeni gelecek sezonun etek boyların öğrenmek için mi? | Open Subtitles | وكان لدى (إيلا) وصول مُباشر لعالمها. إذن أنتِ تقولين أنّ هذا الرجل ساوم (إيلا) لمعرفة ما هُو إتجاه سير الفساتين للمُوسم المُقبل؟ |