"إذن فهي" - Traduction Arabe en Turc

    • Yani
        
    • O zaman
        
    • Demek
        
    Yani 1000 milyar dolar; 6 milyar dolar devede kulak kalır. TED إذن فهي ألف مليار. ستة مليارات هي قطرة في بحر.
    Yani basit bir fikir ama aşıların Afrika ve dünyanın geri kalanına dağıtım yolunu değiştireceğini umud ediyoruz. TED إذن فهي فكرة بسيطة, نأمل أن تغيِّر الطريقة التي يتم بها توزيع التطعيمات, في أفريقيا و حول العالم.
    Bu ışık sinyali ışığın bir dalga boyu kadarına dek geliyor. Yani bir grup fotonun hepsi gelip sürekli çarpıyorlar. TED هذه نبضة من الضوء ذات طول موجي يعادل موجة واحدة. إذن فهي كمية من الفوتونات كلها تأتي و تضرب في نفس الوقت.
    O zaman onun başı dertte ve ona söylemeliyim. Onu bulmalıyım. Open Subtitles إذن فهي يمكن أن تكون في خطر وأنا عرضتها لذلك ، يجب أن أجدها
    O zaman onun başı dertte ve ona söylemeliyim. Onu bulmalıyım. Open Subtitles إذن فهي يمكن أن تكون في خطر وأنا عرضتها لذلك ، يجب أن أجدها
    25, 24 olduğunda, O zaman 24'tür. Open Subtitles 25صندوقا أصبحت 24 إذن فهي 24صندوقا
    Hiç konuşmuyor. - Demek ki gerçekten iyi değil. Open Subtitles إذن فهي مريضة جدا إنها على مشارف الموت
    Demek sandığımdan da aptalmış. Open Subtitles إذن فهي أغبى مما تصورت.
    Yani insanların normalde sevdiği bütün kriterlere sahiptirler. TED إذن فهي تجمع كل المعايير التي يحبها الناس عادةً
    Yani tuzlu pişirilmiş yiyeceklerin erotizim kalitesini taktir etmedi. Open Subtitles إذن فهي لم تقدّر القيمة الجنسية للحوم المالحة.
    Yani ölü numarası değildi, gerçek ölü rolüydü. Open Subtitles إذن فهي ليست خدعة مضاعفه بل هي خدعه مضاعفه مرتين
    Ne Yani, kendini sırtından mı baltaladı? Open Subtitles إذن فهي قد قامت بضرب نفسها بالفأس في ظهرها حتي الموت؟
    Yani o, Pasadena'daki sempozyuma gidiyor oldugumuz yalanini sürdürmemi bekliyor ama ayrica uyusturucudan vazgeçirmeye gidiyormus gibi davranmamiz gerekiyor. Open Subtitles إذن فهي تتوقع مني أن أدعّي ذهابنا للندوة في باسادينا و نحن في الحقيقة سنذهب للساحل لحضور الجلسة
    O zaman bu bir günah değil. Open Subtitles إذن فهي ليست خطيئة
    O zaman o çöp sayılır. Open Subtitles إذن فهي نفايات.
    Eee, O zaman o bir yalancı, değil mi? Open Subtitles إذن فهي كاذبة، أليس كذلك؟
    - Hayır. - O zaman Dans Gecesi değil. Open Subtitles لا - إذن فهي ليست ليلة الرقص -
    O zaman Miryang'ı değil kocasını sevmiş! Open Subtitles إذن فهي تحـبه هو، وليس "مـيريـانج"!
    Demek ki grubun kaybedeni. Open Subtitles إذن فهي الفاشلة بين أصدقائها.
    Demek özel olarak senin adını söylüyor? Open Subtitles إذن فهي تلفظ إسمكِ بشكلٍ محدد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus