Ve dedi ki: "Savaş bir doğaçlama meselesidir." | Open Subtitles | : دائماً ما كان يقول "الحرب مسألة إرتجال" |
Çabuk düşünme, doğaçlama, detayları hatırlama gibi beceriler lazım. | Open Subtitles | كما ترى يتطلب هذا تدريب سريع ومهارات إرتجال وبعض تذكر التفاصيل - حسناً - |
Bu sefer doğaçlama yok, plana sadık kalın. | Open Subtitles | لا إرتجال هذه المرة نحن سنلتزم بالخطة |
Senaryosuz doğaçlama Bunu kimse yazmadı | Open Subtitles | إرتجال بدون نص لا أحد يكتبه |
İşte bu güzel bir doğaçlamaydı. | Open Subtitles | الآن ، هذا ما أسميه إرتجال |
Yürek ısıtan, doğaçlama bir baba-oğul düeti. | Open Subtitles | إرتجال (هوت وورمنق) ثنائية أب وأبنه |
Sadece doğaçlama yapıyorum. | Open Subtitles | مجرّد إرتجال. |
doğaçlama yapma. | Open Subtitles | بلا إرتجال! |
Bu arada, kötü bir doğaçlamaydı. Buz Küpü Kafa mı? | Open Subtitles | بالمناسبة إرتجال سيء |