İnsanlar bana sürekli cinsel mesajlaşma çok tehlikeli değil mi diye soruyorlar. | TED | يسألني الناس كثيراً عن مثل هذه الأشياء أليس إرسال المحتوى الجنسي خطير جداً؟ |
Şu anda sosyal medya ve dronlar ile tam da korktuğumuz şey bu. Tabii bir de cinsel mesajlaşma. | TED | وهذا بالضبط ما يقلقنا بجانب وسائل الاعلام والكاميرات الطائرة، وبالطبع، إرسال المحتوى الجنسي. |
Bazı eyaletler bu tür mesajlaşmaya ilişkin kabahat kanunu çıkarmaya çalıştı ama bu yasalar aynı sorunu tekrar ediyor çünkü karşılıklı rıza ile cinsel mesajlaşma yasadışı olmaya devam ediyor. | TED | وقد حاولت بعض الولايات أيضا سن قوانين جريمة إرسال المحتوى الجنسي لكن هذه القوانين كررت نفس المشكلة لأنها مازالت تعتبر أن إرسال المحتوى الجنسي الذي يتم بالتراضي غير قانوني. |
Siz de biliyorsunuzdur. [Bu bir penis] (Kahkaha) 2008'de medya ilgisi başladığından beri cinsel mesajlaşma konusunda çalışıyorum. | TED | [ إنه عضو ذكري] (ضحك) أدرس إرسال المحتوى الجنسي منذ أن بدأ إهتمام وسائل الإعلام به عام 2008. |
Bugün ise cinsel içerikli mesajlaşma var ve ben bu konuda uzmanım. | TED | اليوم لدينا إرسال المحتوى الجنسي. وأنا خبيرة في هذا المجال. |
cinsel içerikli mesajlaşma olmasını önlemeye çalışıyorlar. | TED | ويحاولون دائما منع إرسال المحتوى الجنسي كليا. |
Şu anda insanlar rıza konusunu hiç düşünmeden cinsel içerikli mesajlar gönderiyorlar. | TED | و الآن، يفكر معظم الناس حول إرسال المحتوى الجنسي بدون تفكير حقيقي في الموافقة على الإطلاق. |
Çocuk pornosu ciddi bir suç, ama gençlerin birbirine cinsel içerikli mesaj göndermeleriyle aynı şey değil. | TED | تعتبر المواد الإباحية للأطفال جريمه خطيرة، لكنها ليست بنفس خطورة إرسال المحتوى الجنسي للمراهقين. |