Bay Hearst'e karşı adil olmak için, ki bunu bile hak etmiyor aslında, ödediği fiyat hisselerimize büyük değer biçiyor. | Open Subtitles | " بالعدل للسيد " هارست وهو أكثر مما يستحق السعر الذي ينوي دفعه إستحقاق كبير لمكسبنا |
Bence madalyayı hak ettin. | Open Subtitles | أظنُّكِ إستحقيتِ وسام إستحقاق. |
Batı'da imparatorluk olan Almanya gibi Japonya da Doğu'da imparatorluk olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | "اليابان" بما إنها تستحق إمبراطورية في "الشرق"... مثل إستحقاق "ألمانيا" إمبراطورية في "الغرب". |
Çoğu kez, layık olmadan alınır ve hak etmeden kaybedilir. | Open Subtitles | " هى " غالباً ما تحصل عليها دون أحقية ، وتفقدها دون إستحقاق |
Bence madalyayı hak ettin. | Open Subtitles | أظنُّكِ إستحقيتِ وسام إستحقاق. |
hak edilmemiş bir biçimde değil tabi ki. | Open Subtitles | -ليس من غير إستحقاق ، بالتأكيد؟ |
Madem şansını deneyeceksin, önce hak etmen lâzım. | Open Subtitles | ... إن كنت ستخاطر فعليك إستحقاق ذلك |
Mesele hak etmek değil. | Open Subtitles | انها ليست مسألة إستحقاق |
Bir ödül nişanını hak ediyorum. | Open Subtitles | نعم، أستهل شارة إستحقاق |
Eyalet burada ne hak iddia ediyor? | Open Subtitles | كيف للولاية أيّ إستحقاق بهذا؟ |