Ducky'nin Binbaşı Casey'nin cesedinden çıkardığı kurşunları ulaşabildiğim bütün veri tabanlarında arattım. | Open Subtitles | حسناً. أدخلت الذخيرة القابلة للتقسيم التي إستخرجها (داكي) من الرائد العسكري (كايسي) |
Soldaki, Ducky'nin Patterson'dan çıkardığı. | Open Subtitles | حسناً، الرصاصة على اليسار هي التي إستخرجها (داكي) من (باترسون). |
Çünkü Ducky'nin Owen'ın cesedinden çıkardığı beş mermiyle ilgili tek kelime söyleyemem. | Open Subtitles | لأنّه لا يمكنني قول شيء عن الرصاصات الـ5 التي إستخرجها (داكي) من جثة (أوينز). |
Mesela Ducky'nin Yüzbaşı Larabee'nin yeleğinden çıkardığı kurşundan. | Open Subtitles | مثل تلك التي إستخرجها (داكي) من سترة الملازم (لارابي) الوقية. |
Birden fark ettim ki, Dr. Mallard'ın Freddie Fountain'in kolundan çıkardığı çip özel bir şifre anahtarı içeriyor. | Open Subtitles | التي إستخرجها الطبيب (مالارد) من ذراع (فريدي فاونتين) كانت تحتوي على مفتاح فك تفشير خاص. |
Hodgins'in arabadan çıkardığı kurşunun balistik raporu geldi. | Open Subtitles | وصلني للتو تقرير المقذوفات من الرصاصة التي إستخرجها (هودجينز) من السيارة. |
- Bunlar Hodgins'in diş teliyle maktülün dişinden çıkardığı kırıntılar. | Open Subtitles | - هذه البقايا التي - إستخرجها (هودجينز) من أسنان الضحية .... |
Zeller, Hobbs'tan çıkardığı mermileri sana paketleyip vermek istedi ama ona bunu komik bulmayacağını söyledim. | Open Subtitles | لقد أراد (زيلر) إهداؤك الرصاصات التي إستخرجها من جثة (هوبز)... بداخل علبة من (الإكريليك)، ولكنني حذرته أنك لن تجد الأمر طريفاً. |