Ayrıca araçtaki döşemeye ilaveten aynı madde, aracın dış cephe kaplamasında da kullanılmış. | Open Subtitles | وبالأضافة إلى تغطية بالسجاد الداخلِ، هذه المادّةِ نفسهاِ إستعملتْ أيضاً لتَخطيط صَندوقِ العربةَ. |
Dizlikler, karısının külleri ağzına tıkılırken sabit dursun diye kullanılmış. | Open Subtitles | وسادات الركبةَ إستعملتْ لسَيْطَرَة عليه بينما هو كَانَ يَخْنقُ على بقايا زوجتِه. |
O araba Calle Ocho'daki roketatarlı saldırıda kullanılmış. | Open Subtitles | تلك السيارةِ إستعملتْ في a هجوم صاروخي على Calle Ocho. |
Heidi Custer kredi kartını Blue Aces'da, ben oradayken kullanmış. | Open Subtitles | إستعملتْ بطاقةُ إئتمانها في الآسات الزرقاء متى أنا كُنْتُ هناك. |
Buraya başvurusunda kızlık soyadını kullanmış. | Open Subtitles | إستعملتْ اسمها قبل الزّواجَ عندما إنطبقتْ هنا. |
Bunu kendi yaptı. Görünüşe göre meyva bıçağı kullanmış. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل هي إستعملتْ سكين فاكهةِ كريب. |
Ajan Mulder, Ajan Scully, Washington'daki son kurbanın çalınan kredi kartı az önce, sekiz blok uzaktaki bir otelde yemek siparişi vermek için kullanılmış. | Open Subtitles | الوكيل Mulder، الوكيل Scully، بطاقة الإئتمان مسروق مِنْ الضحيّةِ الأخيرةِ فقط إستعملتْ لطَلَب جاهزِ في a مدينة فندقِ ثمان كُتَلِ مِنْ هنا. |
Sue, duruşmada sağlam kelimesini üç kere kullanmış. | Open Subtitles | سو، هي للتو إستعملتْ متين ثلاث مراتِ في الجلسة. |