Sonar, hidrofondan kesin ve tam bir dinleme istiyorum. | Open Subtitles | موقع السونار هنا الكابتن .. إلتزم بالتأمين لكن إجرى إستماع قريب على الهيدروفون |
Beni duymadığını biliyorum ama yine de dinleme, tamam mı? | Open Subtitles | آي يعرفك من المحتمل لا تستطيع السمع ني لكن لا إستماع على أية حال، موافقة؟ |
- 105. oyukta dinleme yeri var. | Open Subtitles | إنها لدينا يا سيدي هنالك مركز إستماع عند القيادة مئة و خمسة |
Adil bir duruşma istiyorum. Bana en azından bunu hak görün. | Open Subtitles | أطلب جلسة إستماع عادلة، إضمن لي هذا على الأقل |
İndirgeyici dinleme "Dinlemek" için. | TED | الاول هو الاستماع " لشخص ما " وهو إستماع مُخفض |
Bildiğiniz gibi pazartesi burada bir Senato Alt komite duruşması var. | Open Subtitles | كما تعرف، هناك لجنة إستماع مجلس الشيوخ الفرعية، هنا يوم الأثنين |
Haftaya piyasaya çıkıyor. Yarın stüdyoda bir dinleme partisi yapıyoruz. | Open Subtitles | سيتم إصدارها الإسبوع المقبل ، حيث لدينا غداً حفلة إستماع في الإستيديو |
Bu kolyede dinleme cihazı ve GPS var, gözden kaybolursan seni takip edebiliriz. | Open Subtitles | تلك القلادة تحتوي بداخلها على جهاز إستماع وجهاز تحديد مواقع لذا يُمكننا تعقبك أينما ذهبتِ |
Neydi o Celine Dion'ı dinleme partisi mi yoksa okul balosu mu? | Open Subtitles | أعني، هل كانت تلك حفلة راقصة أم حفلة إستماع لـ (سيلين ديون)؟ |
- Öyle olmasa şemaların veya dinleme cihazının onda işi ne? | Open Subtitles | وإلا لماذا يحمل مخططات أو جهاز إستماع ؟ |
Öyle bir şey olmuş ki hem 200 bin dolara hem de dinleme cihazına ihtiyaç duymuş. | Open Subtitles | شيء يتطلب 200 ألف دولار وجهاز إستماع |
Sonia'nın bilekliğinde dinleme aleti var. | Open Subtitles | هناك جهاز إستماع في كاحل قدمها |
dinleme ve bakma. Ama aramalısınız da. | Open Subtitles | إستماع ونظر، لكن يجب أن تنظر |
dinleme ve bakma. Ama aramalısınız da. | Open Subtitles | إستماع ونظر، لكن يجب أن تنظر |
- Nereden, efendim? Konum 6-0'dan Berlin Kanalı dinleme yerinin daha derininden. | Open Subtitles | أسفل مركز إستماع برلين عند الموقع 6-0 |
duruşma olup olmayacağına karar vereceğimiz gayri resmi bir toplantı. | Open Subtitles | هذا اجتماع غير رسمي للتقرير ما إذا كان سيكون هناك جلسة إستماع |
Hakkında hükme varılmadan önce bir duruşma olacak. | Open Subtitles | أنامؤمنةمُعترفة، و قبل تقرير مصيرها ، ستكون هناك جلسة إستماع. |
- Birkaç gün içinde bir duruşma olacak. - Ben duruşma falan istemiyorum. | Open Subtitles | سيكون هناك جلسة إستماع خلال أيام قليلة لا أريد جلسة استماع |
Benim işim bu, Dinlemek ve hatırlamak. | Open Subtitles | هذا عملُي، إستماع وتَذْكر أشياءِ. |
- Dinlemek bu değil. | Open Subtitles | -هذا ليس إستماع |
Sayın Hâkim, öncelikle aklamaya yönelik kanıtları sunmak için bir delil duruşması tarihi belirlemek istiyoruz. | Open Subtitles | سيادتكم , نريد وضع فى الجدول أولاً جلسة إستماع الأدلة لتقديم أدلة جديدة للبراءة |