Yani ET önce imkânları kısıtlı olanlara ulaşmalı, diğer şekilde değil, sonucuna ulaştım. | TED | لذا فقد إستنتجت خلاصة أن تكنلوجيا التعليم يجب أن تصل لهؤلاء المحرومين أولاً، ليس بالطريقة الأخرى. |
Babasının eve dönmeye ikna ettiği sonucuna vardım. | Open Subtitles | أجل,إستنتجت بأن والده أجبره على العودة معه للديار |
INR geçen yıl bu çubukların muhtemelen ağır silahlar için kullanılacağı sonucuna vardı. | Open Subtitles | الـ"آي آر أن" إستنتجت أواخر العام الماضي على أن هذه الأنابيب لأغراض مدفعية |
Evet, attığın 800 mesajdan anlamıştım. | Open Subtitles | أجل إستنتجت ذلك من 800 رسالة التي تلقيت منكِ |
Öyle olduğunuzu anlamıştım. | Open Subtitles | لقد إستنتجت ذلك |
INR geçen yıl bu çubukların muhtemelen ağır silahlar için kullanılacağı sonucuna vardı. | Open Subtitles | الـ"آي آر أن" إستنتجت أواخر العام الماضي على أن هذه الأنابيب لأغراض مدفعية |
Doğru, zaten büyük ihtimalle kurbanın olduğu sonucuna varmıştım. | Open Subtitles | صحيح، الذي إستنتجت إنّه كان ربّما من الضحيّة |
Yarbay'ın otopsisini yönettiğim de ölümünün kaza olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | حسنا، عندما قمت بعملية تشريح القائد، إستنتجت أن وفاته كانت حادثة. |
Maskeli Dondolular ve tapınaktaki hainlerin iki farklı grup olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | إستنتجت أنّ الدوندوريين المقنعين والأشرار في المعبد مجموعتان منفصلتان. |
Yoğun tetkikler sayesinde paylaştıkları tek organın karaciğer olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | ، خلال دراسة مُستفيضة إستنتجت أنهم مُشتركين في عضو واحد فقط وهو الكبد |
Ben de senin tek arkadaşım olduğun sonucuna vardım. | Open Subtitles | وحينها إستنتجت بأنك صديقي الوحيد |
Evet, onu ben de anlamıştım. | Open Subtitles | -أجل، إستنتجت ذلك |