Kendimi buraya tünemiş gibi hissediyorum. müsriflik ettiniz. | Open Subtitles | أشعرهنابالإرتفاعالكبير، هذا إسراف شديد منك |
müsriflik, gereksiz ve pahalı. Çok Amerikan usulü. Bayıldım. | Open Subtitles | إنّه إسراف كبير، غير ضروري ومُكلّف، تصرف أمريكي نموذجي، وأحب ذلك. |
Eşsiz bir parça olduğu için olabilir. Ama bu müsriflik olur. | Open Subtitles | رُبّما لأنها فريدة من نوعها ولكنه إسراف |
Ne oldu? Biraz müsrifçe olduğunun farkındayım ama ekstra lüks sınıftayız şu an. | Open Subtitles | لماذا , أعرف بأن هذا إسراف قليلاً |
Ne oldu? Biraz müsrifçe oldugunun farkindayim ama ekstra lüks siniftayiz su an. | Open Subtitles | لماذا , أعرف بأن هذا إسراف قليلاً |
Bu pazarlama savaşları elbette ki tamamen israf. Zira bir firma, hastaları kendi ilacına çekmek için, diğeri elde tutmak için harcıyor. | TED | ومعارك التسويق هذه، بلا شك، هي إسراف تمامًا لأن ما تنفقه إحدى الشركات لتوصيل المرضى بالدواء تنفقه شركة أخرى للفوز بالمرضى مجددًا. |
Bu müsriflik değil. | Open Subtitles | هذا ليس إسراف |
Bu kayıtlara göre bir dizi aptalca yatırım müsriflik, spor arabalar, Aspen, Nantucket, Miami'de evler. | Open Subtitles | وفقاً لهذه السجلات، سلسلة من الإستثمارات الحمقاء، إسراف في الإنفاق... سيارات رياضية، منازل في (آسبن)، (نانتاكيت)، (ميامي). |
Zaman ben de olmayan bir lüks doktor. | Open Subtitles | الوقت إسراف ليس لدي منه دكتور |
Eminim ki 30 yıl içinde, geriye dönüp bugüne ve hamburgerlerimizi ve el çanlatarımızı üretmek için milyarlarca hayvanı nasıl yetiştirip katlettiğimize baktığımızda asıl bunların israf ve delilik olduğunu göreceğiz. | TED | أنا مقتنع تماماً أنه بعد 30 عاماً عندما نتذكر يومنا هذا و كيف كنا نربي و نذبح بلايين الحيوانات لصنع الحقائب و الهامبرجر سوف نرى أن هذا إسراف و بالفعل جنون. |
İsraf yapma. | Open Subtitles | عليك أن تضغطيه من الأسفل هذا إسراف |