Bundan böyle bu tip mesajlar bana özel SS ulaklarıyla gönderilecek, dedi. | Open Subtitles | مُستقبليّاً سوف تـُعطى لى عن طريق ساعى من الـ إس إس |
Gemi 60 yıl önce hiçbir iz bırakmadan kaybolan SS Queen Anne. | Open Subtitles | إس إس الملكة آن التي حسب كلّ الروايات إختفى بدون أثر قبل أكثر من ستّون سنة. الملكة آن؟ |
Ve bunu hayata geçirme kararı SS'lerin en üst kademesinden gelmişti. | Open Subtitles | والقرار لجعله يحدث قدّ جاء من قمة الـ "إس إس" نفسها |
2 Temmuz 1942'de, SS'ler ile Fransız polisinin üst kademe yetkilileri arasında toplu sürgünleri görüşmek üzere bir toplantı düzenlendi. | Open Subtitles | فى الثاني من يوليو 1942 "عُقد إجتماع مُهم بين الـ "إس إس وشخصيات كبيرة من الشرطة الفرنسية لمناقشة الإبعاد الجماعي |
25 Nisan 1944'te, Brand, SS Yarbay Adolf Eichmann'ı görmeye gitti. | Open Subtitles | في 25 أبريل 1944 ذهب لرؤية "العقيد إس إس "أدولف آيشمان |
"...ve arkasında duran SS ensesine bir kurşun sıkıyordu." "Vurulan kanlar içinde yere yığılırdı." | Open Subtitles | ومن خلفه ، كان إس إس يطلقون عليهم في الظهر والرجل يسقط |
Toplantıda saptanacak yöntemlerin kesinlikle SS kontrolünde olacağı katılımcı muhtelif hükümet ve Nazi yetkililerine açıkça ifade edilmişti. | Open Subtitles | كان صريحاً لكل السلطات المختلفة والموظفين النازيين الذين حضروا أن إس إس كانوا يُسيطرون على العملية بحزم |
En ağır işleri istiyorum. SS tarafından tüm ailesi öldürüldü. | Open Subtitles | ـ الصعب يهون ـ عائلتها بالكامل قتلت، من قبل إس إس |
- Ne kadar zor olursa o kadar iyi olur. Ailesi SS tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | ـ الصعب يهون ـ عائلتها بالكامل قتلت، من قبل إس إس |
Almanya'da çalışmış ve Auschwitz'e geldiğinde SS onun kim olduğunu biliyormuş, o yüzden ona kartlar vermişler, ona bir parça ip vermişler, zarlar vermişler ve o da onlar için performans yapmış. | TED | عمل في ألمانيا، وعندما حضر إلى معسكر أوشفيتز، عرفت فرق إس إس شخصيته، وأعطوه بعضًا من أوراق اللعب، وأعطوه قطعة خيط، وأعطوه عددًا من أحجار النرد، وقام بالتأدية أمامهم. |
Gestapo ve SS'in seninle ne işi vardı? | Open Subtitles | "ماذا كان يفعل كل من " جستابو و "إس إس" معك ؟ |
Bakın, efendim, siz Alman Hava Kuvvetleri Komutanlığından bahsediyorsunuz... arkasından SS ve Gestapo'dan. | Open Subtitles | إسمع يا سيدى , أنت تتحدث "عن القيادة العليا لـ"ليفتوافى "ثم تتحدث عن "جستابو" و "إس إس |
Gestapo ile SS seninle niye uğraştılar? | Open Subtitles | "ماذا كان يفعل كل من " جستابو و "إس إس" معك ؟ |
(Kaptan Eyton-Jones, SS Ben Vrachie) Malzemeler karışıktı; muhtemelen alkollü içki, gıda malzemesi ve diğerleri. | Open Subtitles | "كابتن"إيــتــونجــونــز "قائد السفينه"إس .إس.بين صناديق ربما تحوى مواد مثل الطعـام، خمور و سلـع أخـرى |
SS'lerin kalesi sayılan Wewelsburg 'da hafta sonları partiler düzenliyordu. | Open Subtitles | وأقام حفلات عطلة نهاية الإسبوع لأصدقائه "في قلعة الـ "إس إس" فى "فيفلسبورج |
Heydrich ve SS komutanı Heinrich Himmler Hitler adına dev denebilecek bir adım atmışlardı. | Open Subtitles | هايدريش" ورئيسه" "هينريش هيملر" رئيس الـ "إس إس" سينظّمان تقدم هذه القفزة "النوعية للأمام من أجل "هتلر |
Ölüm birliklerine, polise ve diğer SS ünitelerine moral verecek ziyaretlerde bulundu. | Open Subtitles | إحدى سلسلة زيارات رفع الروح المعنوية التى قام بها إلى فرق التدخل والشرطة ووحدات أخرى للـ "إس إس" في الشرق |
Ülkeleri için, NSS ajanları faaliyetlerini karanlıkta sürdürdü. | Open Subtitles | جميع عملاء الـ إن إس إس وقعوا معاهدات على ابقاء مهماتهم سريه |
Ikinci aışivin arşivin birincil amacı, PRISM'e karşı SSO'ya dikkat çekmek. | Open Subtitles | والهدف الرئيس من الأرشيف الثاني التركيز على الـ"إس إس أو"، |
Kuzey Sahilinden bu yerel yarışmacı ilk defa... NSSA gençler şampiyonasındaki üstünlüğüyle dikkat çekti." | Open Subtitles | هذا الشاطئ الشمالي المحليّ الذي تفوقت فيه عندما كانت تسيطر على الإن إس إس أي الأضغر |
OSS'den ayrıldığımdan beri işler biraz ters gidiyordu. | Open Subtitles | الاشياء اصبحت كسيحة منذ أن تركت الـ أو إس إس |
Bu CIA malı, SSB haberleşme cihazı. | Open Subtitles | هذا صادر من وكالة المخابرات الأمريكية جهاز "إس إس بي" للإرسال والإستقبال |