Karşılığında çağırma ücreti olarak fazladan para ödemem gerek. | Open Subtitles | في المُقابل، يجب أن أدفع مبلغًا إضافيًا لاستدعاء خدماته. |
İhtiyacı olan birine rastlarım diye fazladan getirdim. | Open Subtitles | أحمل زادًا إضافيًا تحسبًا لمصادفتي محتاج إليه. |
İhtiyacı olan birine rastlarım diye fazladan getirdim. | Open Subtitles | أحمل زادًا إضافيًا تحسبًا لمصادفتي محتاج إليه. |
Araştırmanın devamında, katılımcılara bitiş çizgisine doğru ekstra ağırlık taşıyarak yürüyeceklerini söyledik. | TED | لذا، في المرة التالية، أخبرنا مشتركينا، ستمشون إلى خط النهاية وأنتم ترتدون وزنًا إضافيًا. |
Danıştay Başkanının Bermuda'da düğünü varmış, ekstra bir gün daha istedi. | Open Subtitles | رئيس المحكمة مدعو إلى حفل زفاف في برمودا ويريد يومًا إضافيًا هناك |
Kusura bakmayın. fazladan ücret öderiz. | Open Subtitles | نعتذر، سندفع لكِ مبلغًا إضافيًا |
fazladan çaba gösteriyoruz. | Open Subtitles | نحن ننظم عمل إضافيًا. |
Umarım fazladan bir tane daha getirmişsindir. | Open Subtitles | آمل أنكِ أحضرت واحدًا إضافيًا |
Tek yataklı odaya geçmek için ekstra para ödedim ben. | Open Subtitles | دفعت مبلغًا إضافيًا لأمكث في هذه الغرفة بمفردي. |
Ölesiye çalışmak istiyorsan benim için sorun değil ama madalya da vermem ekstra ücret de ödemem. | Open Subtitles | إن أردت العمل حتّى تسقط مُنهكًا، فعلى الرحب لكنّي لا أمنح أوسمة شرف، ولا أدفع أجرًا للعمل وقتًا إضافيًا. |
Eğer onu öldürürsek belki ekstra bir gün kazanırız. | Open Subtitles | لذا إن قتلناها سيوفر لنا هذا يومًا إضافيًا |